sen ey yaz günlerini
top top ak çuhaya tebdil eyleyip
ve solgun bir gülümseme olarak
eğnine giyen şaman
buyur otur
şeyhim
samanyollarının ılık sedirine uzan
uzun, görklü ve sof
yüzünü bizden yana döndür
hilmi yavuz
1971-75 arası yayınlanan aylık edebiyat ve siyaset dergisi Türkiye Defteri'nin tüm sayılarını bu linkten indirebilirsiniz.
tustav.org/sureli-yayinlar...
Sahipliğini ve sorumlu yönetmenliğini Naci Çelik Berksoy’un yaptığı dergide Kemal Tahir, Selahattin Hilav, Sezer Tansuğ, Selim İleri, Tomris Uyar, Leyla Erbil, Hilmi Yavuz, Necati Güngör gibi isimler yazıları ile yer almıştır.
hançerinden yazları akıtan elmas,
ince tozlarıyla bezer akşamı;
bir yerde muttasıl kanar o güller;
dağ dağ yarama basar akşamı…
yaldızları dökülmüş bu ‘semâ’nın
biri gelse de götürse şunu;
işte eski kitap! eski püskü sararmış;
hilmi, gel aç önüne çocukluğunu!..
çöktü akşam, üstümüze yıkıldı;
vakittir, artık perdeyi indir!
atılacak eşyayım, öyle yığıldım
ve bildim ki insan hüzün içindir…
Hilmi Yavuz
şair! gördünüz kimbilir kaç aşkın battığını
o derin sulara kapılmış şiirlerinizde...
nedeni, ne kayalar ne fırtınalardı:
kuytulardı, geçip gittiler sözlerimizden
geriye sadece kuytular kaldı
hilmi yavuz
[14 Nisan 1936, İstanbul]
"Bir yeraltı suyu olarak kalmıştır Mem-û Zin
Doğu'da bile çok az kimsenin bildiği
Çünkü Ahmedê Xânî takılıp kalmıştır
Her zaman sıkı bir kimlik kontrolüne
Sanırım bir tek Hilmi Yavuz'da geçer
Bildiğim kadarıyla yazılı Türk şiirine...
Cemal diyor ki aşktan aşka fark vardır
Bazen ipe götürür sallandırır sehpada
Buyurgandır adına hutbe okutur bazen
Kendine yol döşeyenden gerçek aşk bekleme.
Örneğin kimine Paris'te aşk başkadır
Oysa Cemal hiç sevmedi o başka aşkı
Bir sunayla beraber gidip de gördüğünde
Elini bile sürmeden aynı otelde yattı
Bir kuş yuvası ekiyle ama o da yerinde
Bağlı kaldı doğunun gizemli aşk fiiline..."
Bir yeraltı suyu olarak kalmıştır Mem-û Zin
Doğuda bile çok az kimsenin bildiği
Çünkü Ahmedê Xâni takılıp kalmıştır
Her zaman sıkı bir kimlik kontrolüne
Sanırım bir tek Hilmi Yavuz'da geçer
Bildiğim kadarıyla yazılı Türk şiirine...
Cemal diyor ki aşktan aşka fark vardır
Bazen ipe götürür sallandırır sehpada
Buyurgandır adına hutbe okutur bazen
Kendine yol döşeyenden aşk bekleme.
Örneğin kimine Paris'te aşk başkadır
Oysa Cemal hiç sevmedi o başka aşkı
Bir sunayla beraber gidip ed gördüğünde
Elini bile sürmeden aynı otelde yattı
Bir kuş yuvası ekiyle, ama o da yerinde
Bağlı kaldığı doğunun gizemli aşk fiiline.