Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanlar nankör, değişken, içten pazarlıklı, riyakar, korkak ve çıkarcılardır; iyilik yaptığın sürece yanından ayrılmazlar; gerekmediğinde sana kanlarını, canlarını, mallarnı, mülklerini, dahası evlatlarını bağışlarlar. Oysa gerektiğinde hepsi arkasını döner.
Ama hükümdar, insanlar arasında adının cömerde çıkmasını istiyorsa, şatafat ve gösterişten uzak kalamaz. Böyle yapan hükümdar da tüm varsıllığını bu tür etkinliklerde yiyip bitirir. Sonunda adının cömert olarak kalmasını istiyorsa, sınırsız bir biçimde vergi alır ve başka zorlamalar getirerek halkını cendereye sokar, kısacası, para sağlamak için yapamayacağı şey yoktur.
Reklam
Gerçek yaşamla, düşlenen yaşam birbirinden o kadar uzaktır ki olanı bırakıp olması gerekenin arkasından giden kişi elindekinden de olur.
Bir hükümdar ülkesindeki kötülükleri doğduğunda görmüyorsa, akıllı biri değildir.
Yeni olsun,eski olsun,karma olsun tüm hükümdarlıkların sahip olması gereken temel altyapı,iyi yasalar ve etkili silahlı güçlerin varlığıdır.
İyi bir biçimde korunmuş bir kente sahip ve halkının nefret etmediği bir hükümdara saldırılamaz.
Reklam
Halk, seçkinler tarafından baskıya uğratılmak ve ezilmek istemez; seçkinler de tersine, halkı buyruklarına almak ve ezmek isterler. Bu iki farklı iştahtan bir ülkede üç ayrı sonuçtan biri doğar: Ya hükümdarlık ya özgürlük ya da başıboşluk.
Yurttaşları öldürtmenin, dostlara ihanet etmenin, acımasız, inançsız ve dinsiz olmanın adı erdem değildir. Tüm bunlar insana hükümdarlık kazandırabilir ama san kazandırmaz.
Hiçbir şey yeni düzenlemeler kadar çok tartışılan, sonucu belirsiz, uygulaması tehlikeli değildir. Çünkü yeni düzenlemeyi getiren insan, eski uygulamalardan yarar sağlayanların düşmanlığını kazanırken, yeni düzenlemelerden yana gözükenlerin de etkin bir desteğini alamaz.
Başlangıçta ince hastalığın tedavisi kolay, tanımı zordur. Ama zaman ilerledikçe başlangıçta tanımı ve tedavisi yapılmayan hastalığın tanımı kolay tedavisi zordur. Aynı şey devlet işlerinde de söz konusudur. Devlet içinde doğacak sorunları zamanında bulgulayan (ki bu da ancak öngörülü insanlara özgüdür) biri için onların çözümü çabuk ve kolaydır. Ama sorunların ne olduğu kestirilemezse ve herkesin görebileceği kadar büyümesine izin verilirse, çözüm yolları ortadan kalkar.
Reklam
İnsanları ya okşayacaksın ya da ortadan kaldıracaksın, çünkü vereceğin ceza hafif olursa adam senden intikamını alır, ama ağır bir ceza verirsen artık başını kaldıramaz.
Öyle ki sen, hükümdar olarak, o toprakları işgal ederken onurunu kırmış olduğun insanların tümünün düşmanlığını kazandığın gibi, seni o topraklarda hükümdar olarak değer görenlerin dostluğunu da koruyamazsın; çünkü o insanlar senden beklediklerini görememiş olabilirler.
ve uyurdun tahtında, huzur içinde. ulu, tanrım! yalnızca benimdin. uyanır, değiştirirdin sıradan ve fani sözlerimizi. gırtlağım yeni bir güçle dolardı. “sen” sözcüğüne yeni anlam verirdin. “hükümdar” anlamına gelirdi artık. her şey değişirdi.
Evet, işte burası Suudi Arabistan, toplu tecavüzden kurtulan kişinin akrabası olmayan bir erkekle arabaya binmekten ötürü hapis cezası alıp kraliyet affına ihtiyaç duyduğu yer; Suudi Arabistan, araba kullanma yasağını çiğneyen bir kadının on kırbaç cezasına çarptırılıp yine kraliyet affına ihtiyaç duyduğu ülke. Suudi Arabistan'da kadınlar için durum o kadar kötü ki, kralın 2015'te kadınları seçimlere dahil etme vaadi gibi küçük ataerkil avutmalar bile uluslararası gözlemciler tarafından alkışlarla karşılanıyor ve tüm bunların ardındaki hükümdar, Kral Abdullah, "yenilikçi" olarak anılıp övgülere tabi tutuluyor - 2010'da kralı "En Saygın On Bir Dünya Lideri" listesine alan Newsweek gibi, işin aslını bilmesi gerekenler tarafından bile. Bu, güya yenilikçi kişinin bölgede ortaya çıkan devrimlere yanıtıysa vatandaşlarına, bilhassa Suudi kraliyet ailesinin meşruiyet kaynağı olan dindar yobazlara devletten bir şeyler dağıtarak onları uyuşturmak oluyor.
Sayfa 31 - Epsilon YayınlarıKitabı okudu
II. Murad Temmuz 1421 başında, Bursa'da Osmanlı krallığı tahtına çıktığında on sekizine yeni basmıştı.(1) Yetenekli bir hükümdar olan babası I. Mehmed, krallığa eski gücünü kazandırmıştı. (1)Kaynaklar arasındaki uyuşmazlıklar nedeniyle, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki pek çok olay gibi ilk dönemlerdeki sultanların doğum tarihlerini de kesin olarak saptamak güçtür. A. D. Alderson'm The Structure of die Ottoman Dynasty (Oxford, 1956 [Osmanlı Hanedanının Yapısı, Çev:Şefaettin Sevetcatı, İstanbul, 1998]) adlı kitabı, bu konuda yararlı bir modem çalışmadır. Bunu Gültekin Oransay'ın Osmanlı Devletinde Kim Kimdi? I. OsmanoğuEan (Ankara, 1969) adlı kitabıyla karşılaştırabilirsiniz. Oransay kitabında, Mehmed Süreyya'nın son zamanlarda standart Osmanlı referans kitabı olarak kabul edilen Sicill-i Osmani adlı çalışmasını temel almıştır.
Oğlak Bilimsel Kitaplar/ PDFKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.