Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ubeydullah

Müslüman olarak içinde yaşadığımız rejim belimizi ikiye büküyor. Yarım asırdan fazla bir zamandır sırtımızda çirkin bir kambur taşıyoruz. Yükümüz ağır, sorumluluk duygumuz ise zayıf. Kamburun farkında olmayanlar milyonlarca. Yardımlaşma hissimiz güdükleşmiş. Afganistan’da, Suriye’de, Filipinler’de Müslümanlar mı katlediliyor, yoksa Mecusiler mi umurumuzda değil. Gafletin kuyusu içinde, ilmimizin, ehliyetimizin, memuriyetimizin vasfına bakmadan, üzerimize vazife olmayan mevzuların tartışmasına dalmışız. Maişet derdi ise baş meselemiz. Kurban Bayramında “borcumuz var, bize düşmez” diye kurban kesmedik. Acaba ne borcumuz vardı? Ekmek parası bulamıyorduk da ona mı borçlandık, yoksa yenilediğimiz koltuk takımına 50 bin, buzdolabına 20 bin, mukaddesat düşmanı programları izleten televizyona 20 bin, çamaşır makinesine 25 bin, toplam 215 bin liranın (bugün tabii ki milyonların) taksitlerini ödemekteyiz de borcumuz o mu? Yarım asırdır sırtımızda İslâm dışı bir düzenin kamburunu taşıyoruz. Düşmanlarımız ise bu kamburun üzerinde hora tepiyor.
Reklam
Diğer yandan Müslümanların İslâmî konuları okuyup, öğrenip, kendi yakınlarına özellikle çocuklarına öğretmelerini istiyoruz. Bir davanın askerliğini yapmak için o davayı enine boyuna bilmek gerekir. İslâm’ı iyi bilmek, onu yaşamak için, onu yaşatmak için, onu tebliğ etmek için, onu savunmak için ve nihayet onun uğruna ölmek için gerekli bize.
Demokrasi nedir, Batıcılık nedir, Batı nedir, Batıcı nedir, Emperyalizm nedir, bunların ve benzerlerinin, hemen hemen dünyadaki bütün Müslümanların boğazına nasıl ve kimler saldırmışlardır? İşte bütün bunların, en kaba hatlarıyla da olsa, bilinmesini istiyoruz. Bunlar bilinmelidir ki, siyasî bir tercih, bir hareket söz konusu olduğu zaman, Müslümanların, yanılmadan neyin yanında yer alacaklarını kestirmeleri mümkün olsun.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Muhalif ya da düşman bildiğimiz biri tarafından söylendiği takdirde, cinleri tepemize çıkaracak nitelikteki şeyleri, evlerimize yerleştirdiğimiz televizyon, kendi hanemizde bize ve çocuklarımıza defalarca söylüyor ve bizi bu düşman düşünce ve fiillere karşı yumuşatıyor, dirençsiz hale getiriyor.
ubeydullah
@huzunluprens·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Yaşamak
YaşamakCahit Zarifoğlu
8.5/10 · 9,3bin okunma
Reklam
Gönlüm uçmak dilerken semavi ülkelere; Ayağım takılıyor yerdeki gölgelere...
Ne kervan kaldı, ne at, hepsi silinip gitti, İyi insanlar iyi atlara binip gitti.
Anladım işi, sanat Allah’ı aramakmış; Marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış...
Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum; Gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum...
Reklam
Akıl, kırık kanadı hiçin Derdi gücü "nasıl" ve "niçin"... Bağlı perçin üstüne perçin, Benim gönlüm Allah diyene....
...yarım asırdan beri halka, İngilizce, Fransızca, İtalyanca veya İspanyolca şarkıların, yine yabancı dillerde operaların niçin dinletildiğini anlamak mümkün değildir. Bunun yabancılaşmaya, kendinden kopmaya etkilerini bir yana bırakalım. Çocukların ve gençlerin, muhtevasını, ne söylendiğini anlamadan dinledikleri müziklerin, onların içlerinde açtığı oyukların, çukurların derinliğini ölçebilmekte miyiz? Siyasetten modaya kadar bunun olumsuz etkilerini görmekteyiz. Güftelerini anlamadan dinlenen müziklerle edinilen bir “kabul” alışkanlığı, batının, eleştirisiz olarak, anlamaya çalışmadan kabulünü ve taklidini de beraberinde getirmiyor mu?
8bin öğeden 7,9bin ile 7,9bin arasındakiler gösteriliyor.