Diyebilirim ki en çok üzerine düştüğü saatler, hurda denilecek kadar bozulmuş, atılması lazım gelen, hatta atılmış saatlerdi. Onlardan biri eline geçince çehresi adeta yumuşardı: “Kalp işlemiyor artık. Beyinde de arıza var” , yahut; “Nasıl yürüsün biçare, iki ayağının ikisi de yok…” diye büsbütün beşeri dil konuşurdu
Sayfa 32 - bozuk bir saate, bir hastaya, bir muhtaca bakar gibi bakmağa alış!Kitabı okudu