Din nedir, Ne değildir !
Din, cennet sevgisi ve cehennem korkusu değildir. İnsana mesuliyetini ve kapasitesini hatırlatan hakikatin kendisidir.
Sayfa 173 - Sufi kitap
Efendimiz Medine'ye hicret edip Müslümanlar burada yaşama- ya başladığında Medine'de çoğunluk Yahudilerdeydi. Arap müş- rikler Yahudilere nazaran daha azınlıktaydılar. Müslümanların gelişiyle birlikte Medine çok dinli bir yapıya kavuşmuş. Farklı dinden insanların bir arada yaşamaları için Peygamber Efendimizin ve diğer dinlerden reislerin imzaladığı bir senet vardır. Biz buna Medine Senedi diyoruz. Magna Carta'dan çok önce olan bu söz- leşme, farklı dinlerden insanların bir arada yaşama şartlarını düzenliyor. Ki bu senet ve sözleşme insan ve hürriyetleri konu- sunda Müslümanlar için temel bir referanstır. Zirâ bu, Allah'ın emri ve Hiz. Peygamber'in tatbikiyle var olmuş bir senettir. Hz.
Ömer'in Kudüs'teki tatbikatı da bu senedin rühuyla olmuştur.
Sonrasında Selahaddin-i Eyyübi'nin Kudüs'ü de böyledir. Bu da yetmez, 1517 ile 1918 arasında Osmanlı'nın Kudüs'ünde de aynı rüh yaşar. Ne yazık ki “Medine Senedi”nden toplumumuz haber- sizdir. Ne insan hakları beyânnamesi, ne Kopenhag Kriterleri ve ne insan yapısı bütün sistemler Medine Senedi'ndeki insan ilişki- leri düzenlemesinin zerresi etmez. Medineli Yahudiler, Hayber Yahudileriyle gizli anlaşma yapıp Medine'deki Müslümanlara hıyânet etmeselerdi bu senetteki şartlara göre, din ve vicdan hür- riyeti dâhil hürriyetlerin tümüne sahip ve bütün haklarını kulla- narak insan gibi yaşayacaklardı. Ama ihânet ettiler. Medine'den çıkarıldılar.
Her Müslüman'ın idrak etmesi gereken cümleler..
Arap topraklarının çoğu sömürge altındaydı. Peygamberimizin soyu Haşim Kabilesine, yani Kureyş'in en soylu koluna dayanıyordu. Dolayısıyla Hz. Muhammed (sav.) kendi yurttaşları arasında Arap milliyetçiliği ateşini yakabilir ve onları bu şekilde bir araya getirebilirdi. Onlar da bu çağrıya memnuniyetle karşılık verirlerdi; çünkü kabileler arası savaş ve kan davalarından usanmışlardı. Böylece Arap topraklarını Bizans ve Fas sömürgesinden kurtarabilir ve birleşik Arap devleti kurabilirdi. Eğer Peygamberimiz (sav) insanlara bu şekilde yaklaşsaydı, on üç sene işkenceye maruz kalmazdı; tüm Arabistan davetini kabul ederdi..
"Ama Alim ve Hakim olan Allah, Peygamberinin (sav) bu yolu izlemesini istemedi. Ondan açıkça Allah'tan başka ilah olmadığını ilan etmesini ve inananlarla beraber başlarına gelecek her türlü zorluğa karşın direnmelerini, dayanmalarını istedi.."
Sayfa 26Kitabı okudu
Fuzûlî Hazretleri ne güzel söylüyor: “Cân nedir ki vermeyim anı cânânıma.”
Sayfa 122 - Sufi Kitap • 14.Baskı • Ekim 2022 • İstanbul
"Her ne ararsan kendinde ara; Kudüs'te, Kâbe'de, Hacda arama." diyor.
Sayfa 52Kitabı okudu
•|Eğer süt emen çocuklar, beli bükük yaşlılar, otlayan hayvanlar olmasaydı, üzerinize azap sel gibi inerdi...
Hz.Muhammed (sav)
Kalplerimize hayat verecek su var. Rahmet var, feyz var, ilim var, nur var, edep var, tevbe var. Kısaca, insanlığın önünde hayatın hayatı olan Kuran-ı Hakim var. Âlemlere rahmet kılınan Hz. Muhammed (sav) var, cenneti dünyada yaşatan İslâm var.
Yusuf Sûresi'nin 20. âyetinde ise Hz. Yusuf'un köle pazarında -hem de- ucuza satıldığı beyân buyrulmaktadır. Ve anlatılır ki köle pazarındaki açık artırmaya çok fakir olduğu belli olan yaşlı bir hanımcağız da iştirak etmiş ve -meselâ- 1 kuruş pey akçesi (iştirak bedeli) vermiş. Demişler ki: “Bu kadar az bir para, bu kıymetli köle için olur mu hiç?” Cevap vermiş kadıncağız: “Biliyorum olmaz. Olmaz ama beni de Yusuf'a pey verenler arasında saysınlar, diye verdim.”
Rivâyet olunmuştur ki: Hz. İbrâhim'i yakmak üzere hazırlanan Nemrud ateşini söndürmek kasdı ile karınca su taşıyormuş.
Demişler ki karıncaya: “O koca ateş senin taşıyacağın su ile söner mi hiç?” Cevap vermiş karınca: “Biliyorum elbette sönmez. Ama safım belli olsun” diye yapıyorum. Ben Nemrud'dan taraf değilim, Hz. İbrâhim'in tarafındayım, O'nun safındayım.”
Sayfa 8Kitabı okudu
Yəni Hz.Peyğəmbərimizin
Onun oyaqlığı, yuxusu, məscidi, evi, döyüşü, küçə və bazara getməsi, ailədə rəftarı - bütün varlığı dərs idi.
Belə bir ömür çox səmərəlidir!
O, bütün tarixi öz düşüncəsi ilə fəth etdi, bütün tarixə təsir buraxdı.
Mən dəfələrlə demişəm ki, əsrlər sonra bəşəriyyət üçün müqəddəsləşən bir çox ideallar, o cümlədən bərabərlik, qardaşlıq, ədalət və demokratiya onun təlimlərinin bəhrəsidir.
Sayfa 5Kitabı okuyor
Arapçada, "Beklemek ateşten daha yakıcıdır." şeklinde meşhur bir söz vardır.
Sayfa 172