Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şeytan, kişiyi harama düşürmek için ilk oklarını gözlere atar ve kul gözünü haramdan, kulağını gıybetten, dedikodudan ne ölçüde korursa Allah da aynı ölçüde onun kalbine sahip çıkar.
İbn-i Ömer(r.a.) şöyle der:
"Biz öyle zamanlar gördük ki içimizden hiç kimse kendisinin altın ve gümüşe (yani maddi imkânlara) müslüman kardeşinden daha layık olduğunu düşünmezdi." Şimdi ise öyle bir devirdeyiz ki, altın ve gümüş (yani dünya menfaatleri) bize, müslüman kardeşimizden daha sevimli geliyor.
Reklam
'Allah'ın size olan nimetini, 'Duyduk ve kabul ettik' dediğiniz zaman sizi bununla bağladığı (O'na verdiğiniz) sözü hatırlayın ve Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, kalplerin içindekini bilmektedir' (Mâide 5/7).
Sayfa 311Kitabı okudu
İbn Mesud'un [radıyallahu anh] tanıklığında: "Sevgili, Osman [radıyallahu anh] hakkında şöyle bir duada bulundu: Allahım, Osman'ın, geçmiş ve gelecek, gizli ve açık, gönlünden geçirdiği ve dışa vurduğu bütün günahlarını bağışla' dedi."
Hz. Osman (r.a.) şunları söylemiştir: "Kötüleriniz size musallat olmadan önce iyiliği emredip kötülüğe mani olunuz, sonra iyileriniz onlara beddua ederler, fakat bedduaları da kabul olmaz." | Kandehlevi, M. Yusuf, Hadislerle Müslümanlık (Terc. Komisyon), Kalem Yayınları, İstanbul 1980, c.3, s. 1248
Sayfa 243
Abdurrahman Bin Avf (r.a.) Fil Vak‘ası’ndan (571) on yıl kadar sonra Mekke’de doğdu. Câhiliye döneminde Abdüamr veya Abdülkâ‘be olan adı, müslüman olduktan sonra Hz. Peygamber tarafından Abdurrahman olarak değiştirildi. Genç yaşından itibaren ticaretle uğraştı. Câhiliye devrinde de içki içmeyen ve güzel ahlâka sahip biri olarak tanınırdı. Hz. Ebûbekir ile olan eski dostluğu, onun vasıtasıyla müslüman olmasını sağladı. İlk sekiz Müslümandan biri olan Abdurrahman, Mekke müşriklerinin baskı ve işkenceleri yüzünden önce Habeşistan’a, sonra da Medine’ye hicret etti. Hz. Peygamber onunla ensardan Sa‘d b. Rebî‘ arasında kardeşlik bağı (muâhât) kurdu. Cennet ile müjdelenen 10 sahabiden biridir. Hz. Peygamber’le birlikte bütün savaşlara katıldı. Uhud’da yirmiden fazla yara aldı, hatta ayağındaki yaralar sebebiyle topal kaldı. Dört Halife döneminde çeşitli vazifeler üstlendi. Abdurrahman Bin Avf (r.a.) yetmiş beş yaşlarında Medine’de vefat etti; vasiyeti üzerine cenaze namazını Hz. Osman kıldırdı. Cennetü'l-Baki’ye defnolundu.
Reklam
Hz.Ali (r.a) : “ Ey insanlar, pek ileri gidiyorsunuz. Osman hakkında haddi aşmamanızı tavsiye ederim. Osman mushafları yaktırdı diyorsunuz. Vallahi o, bu işi kendi başına verdiği bir kararla değil, Rasûlullah Efendimiz’in Ashabından oluşan seçkin bir meclisin verdiği karara dayanarak yapmıştır. Şayet onun bulunduğu makamda o gün ben bulunsaydım, onun yaptığını bende yapardım, demişti .
Sayfa 218 - Ensar YayınlarıKitabı okudu
507 syf.
·
Puan vermedi
Hayatı konusunda bilgimin az olduğu, merakımınsa çok olduğu 3.halife Hz.Osman(r.a.).. Efendimizin iki kızıyla evlendiğini, edebini, cömertliğini, cennetle müjdelenenler arasında olduğunu herkes gibi bende biliyordum. Bu kadar güzel karakteri olan bir insan nasıl öldürülmeye layık görülmüştü. Neden ayaklanma olmuştu. En çok bunları anlamak adına okumak istedim.. Şehitlikle biten hayatını okumak benim adıma zor oldu. Çok üzüldüm. Fitne her zaman, her yerde oluyor ne yazık ki.. Yazara gelecek olursak, kendi yorumlarını o kadar çok katmış ki içine, beni oldukça rahatsız etti.. Sürekli yargılayıcı bi dil kullanmış. Olanları olduğu gibi yazmasını tercih ederdim. Böylesi bana saygısızlık gibi geldi. Bu bi adımdı benim için. Daha farklı yazarlardan da okumak istiyorum inşallah, araştırmadayım...
Emevilerin Mahvettiği Şehit Halife Hz. Osman
Emevilerin Mahvettiği Şehit Halife Hz. OsmanAhmet Lütfi Kazancı · Ensar Neşriyat · 201532 okunma
Peygamber Efendimizin, Tevrât'ta anlatılan vasıfları
Abdullâh bin Abbâs (r.a.) , birgün Kâ'b el-Ahbâr'a: " ─ Tevrât'ta Rasûlullâh (s.a.v.)'in vasıfları nasıl anlatılır?" diye sorduğu zaman, Hazret-i Kâ'b -rahimehullâh-, bu suâle şöyle karşılık vermiştir: " ─ O'nun vasıfları hakkında Tevrât'ta şunlar yazılıdır: Muhammed bin Abdullâh, Mekke'de doğacak, Tâbe'ye (Medîne'ye) hicret edecek, Şam'a hâkim olacaktır. Kendisi ne kötü söz söyler ne de çarşılarda yüksek sesle konuşur. Kötülüğe kötülükle karşılık vermez, bilâkis affeder ve bağışlar. Ümmeti de bollukta, darlıkta ve her yerde Allâh'a hamd eder. O'nu yüceltirler. Bellerine izâr bağlarlar. Kollarını yıkarlar (abdest alırlar). Savaşta saf oldukları gibi namazlarında da saf tutarlar. Mescidlerinden arı uğultusu gibi (Kur'ân ve zikir) sesleri gelir. Ezan sesleri âfâkı doldurur." (Dârimî, Mukaddime, 2)
Sayfa 72 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.