Halkın alt tabakalarının hayatını, değerlerini, karakterlerini ve refahını kaderin eline bırakmışlar. Sanki bu kimseyi ilgilendirmezmiş gibi. Sanki her şeyi sonsuza kadar çözmüşler gibi.
"Bildikleri gibi yaşasınlar. İyi bir şey olursa mutlu olsunlar. Ağır ve çekilmez bir şey olursa da sabretsinler."
Ve çoğunlukla halk kitleleri her yerde ve her zaman sabretmek zorunda kalmıştır.