Arapçada "güvercin gerdanlığı" deyimi "kişinin devamlı yanında taşıdığı, hep birlikte olduğu ve hiç ayrılmadığı şeyler için kullanılan bir ifade" şeklinde tanımlanır. Nasıl ki güvercinin boynundaki halka şeklindeki tüyler onu farklı kılan ve ondan hiç ayrılmayan bir özellikse, aşkın mahiyetini ifşa eden bu kitap da okuyucunun bir gerdanlık gibi boynuna taktığı yoldaşı ve aşk kılavuzudur.
Öte yandan dil ile ilgili görüşleri günümüzdeki dilbilimsel yaklaşımlara yakındır. Örneğin Yunancanın tüm diller arasında en güçlü dil olduğunu ileri süren Galen'e karşı çıkar. Dillerin güçlü veya zayıf olmasının o dilleri konuşan toplumun siyasi ve sosyokültürel gücüyle orantılı olduğunu belirtir. Bu bağlamda Arapçayı en üstün dil olarak niteleyenlerin yaklaşımlarını da diğer semavi kitapların Arapça dışında bir dille nazil olduğunu ileri sürerek doğru bulmaz. Ayrıca Arapçanın cennetin dili olduğunu ileri süren görüşleri de, referans olarak kabul edilebilecek naslarda böyle bir şey olmadığı gerekçesiyle reddeder.
İbn Hallikan'ın Vefeyât el-A'yân'da belirttiğine göre İbn Hazm, yaklaşık olarak 80 bin sayfaya tekabül eden dört yüz eser kaleme aldı. Ancak bu eserlerin çoğu, Zahirilik yaklaşımı dolayısıyla ya yakıldı ya da zamanla telef oldu. Buna karşın otuzu aşkın eseri elimize ulaşabilmiştir.
İbn Hazm, eserlerinde temel olarak dört meseleye odaklanır: Aşkın mahiyeti ve anlamı, fıkıh ve hadis metodolojisine ilişkin meseleler, karşılaştırmalı dinler tarihi ve ahlak ile ilgili mülahazalar.