Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ibrahim kartal

ibrahim kartal
@ibrahimkartal07
Sanat, Edebiyat, İnsan, Hayat..
Kendini arayanlara
Ama, ben niçin buradayım, Ey Tanrım? Doymaz bir tutkunun taze çekirdeği, ne doğuyu ne de batıyı soran azgın bir fırtına, yanıp dağılan bir gezegenin yolunu şaşırmış bir parçası olan ben, neden burada olmalıyım?
Reklam
Aşığın kardeşleri...
İşte burada, erkek kardeşim dağ ile kız kardeşim deniz arasında oturuyorum. Biz üçümüz kendi yalnızlığımızın içinde biriz, bizi birbirine bağlayan aşk da derin, güçlü ve gariptir. Üstelik, kız kardeşimin derinliğinden daha derin, erkek kardeşimin gücünden daha kuvvetli ve benim meczupluğumun garipliğinden daha gariptir bu aşk.
Nasıl geldiğin değil Nasıl gittiğine bak!
“Çünkü,” dedi mezarcı, “onlar ağlayarak gelip ağlayarak gidiyorlar, ancak sadece sensin gülerek gelip gülerek giden.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sevgi Herkeze Herşeyedir!
-Bu hain yeşil gözlerdeki tatlılığa bakan, seni gökyüzündeki melekleri düşünüyor sanır, dedim. Halbuki senin derdin, bu biçareyi parçalamak değil mi? Bak, ben şimdi senden ne güzel bir intikam alacağım. Öteki elimi açtım. Zavallı kuş birdenbire sendeledi, azat olunduğuna inanamıyor gibi durdu. Sonra, ince bir feryat kopararak uçmaya başladı. Sevgi herkesedir. Yalnızcs insana değil hayvana bitkiye doğaya ve herşeyedir. İçinde sevgi varsa herkesi herşeyi seversin.
Hangi Dilden Konuşuruz
Ama annem de, sütannem de anlamadı beni; çünkü konuştuğum dil, geldiğim ülkenin diliydi. ... dün tapınağın yakınlarında ona rastladım. Konuşuyorduk, bana dedi ki: “Sizin büyük bir müzisyen olacağınızı biliyordum hep. Çocukluğunuzda bile, geleceğinizi bildim.” Ben de ona inandım – çünkü şimdi, ben bile unuttum öbür dünyanın dilini...
Reklam
Geleni gördüğünde Gidene gülersin!
“Dur, gâvurun kedisi, derini yüzeceğim!” diye bağırarak yanımdan geçerken, “Hacı Kalfa” diye seslendim. Sesin nereden geldiğini birdenbire anlayamayarak durdu ve arabanın içinde beni görür görmez kollarını kaldırıp sokağın içinde avazı çıktığı kadar “Vay, iki gözüm hocanım!” diye bağırdı. Adamcağızın sevinci görülecek şeydi. Ağzında ciğerle karşıki viranenin duvarlarına tırmanmaya çalışan kediye, neşeli neşeli, -Var, güle güle, zıkkımlan, telaş etme. Helal olsun!., diye bağırdıktan sonra yanıma geldi. Ve bir gün gelir, Geleni gördüğünde, gitti diye peşinden koştuğun bi parça ciğeri gözün görmez, helal edersin, hatta onu alana teşekkür bile edersin!...
Sevincin böyle Betimlenmesini gören varmı
Muhtar Efendi de o dakikada işte böyle bir tehlike geçirdi ve sadece buruşuk elinin bir defa öpülmesiyle benden kurtuldu.
İşte insanlığın ihtiyacı olan Barış
Artık, hayatla barıştım. Her şeyi tekrar seviyorum. Kâmran, bir akşamüstü, kalbime gömdüğüm o zavallı miniminileri öldüren sen olduğun halde bu gece, senden bile eskisi kadar nefret etmiyorum.
Sanırım tüm kitabı buraya yazacağım :)
Vehbi’nin, hoşuma giden bir hali de, kibir ve inadıdır. O, kocaman bir erkek kadar kafa tutmasını bilir. Derste yanlışını çıkardığım vakit hem utanır, hem kızar. Bir türlü yanlışını düzeltmek istemez. Daha üstüne varacak olursam isyan eder. İstihfafla yüzüme bakarak: -Sen, karı kısmısın, aklın ermez, der.
TAM BİR KOMEDİ
donuk gözlü kız çocuklarının en büyük eğlenceleri, bahçenin bir köşesine toplanıp korkunç kelimelerle dolu ilahiler okumaktan ibaret! Hele bir tanesi var ki, tüyler ürpertiyor. Onlar seslerini titrete titrete hep bir ağızdan: “-Haramiler gibi soyarlar seni, - Bir kuru tabuta koyarlar seni, - Zalim ölüm sana çare bulunmaz.” diye uluşurlarken gözümün önünden sıra sıra cenaze alayları geçiyor.
Sayfa 281Kitabı okudu
Reklam
Bu Edebiyata çok güldüm
-Elbette kızım! Mektep bu. Keser vurmadan ağaç yontulur mu? Ne kadar ses çıkarırlarsa, ders o kadar zihinlerinde yer eder, diye cevap verdi.
Sayfa 273Kitabı okudu
Yok Böyle bir Teşbih!
"Müjgân, incecik bacaklarıyla -SÜPÜRGE ÖNÜNDEN KAÇAN ÖRÜMCEK gibi-koşmaya hazırlanıyordu." Gerçekten buna "Edebiyat" denir işte
Anladım ki ilk aile seansı faci olsa da
Geriye bir şeyler kalmış ve TERAPİ ÇALIŞMASI OFİSİMİN DIŞINDA, BENSİZ DE DEVAM ETMİŞTİ.
Nedense aklıma o anda cüce kardeşler geldi
Lavaboya nasıl yetişiyorlardı acaba, sandalye üstüne çıkarak mı? Bir yatak ikisine bol bol yeterdi. Acaba tek odada mı kalıyorlardı?
Sayfa 443Kitabı okudu
Yarı Türkçe yarı İspanyolca
“Las meseles del hükümet, no mos karışıyamos.” Yani “Biz hükümet meselelerine karışmıyoruz.”
Sayfa 351Kitabı okudu
736 öğeden 721 ile 735 arasındakiler gösteriliyor.