Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Benim Sevgili Aliye’m, Mektubunu aldım. “Ben fena kız değilim, senin meyus olmayıp saadetin için hayatımı şimdi fedaya hazırım!” diyorsun. Aliye, bana böyle şeyler yazma… Sonra ben sana deli gibi âşık olurum. Senin ne iyi kız olduğunu biliyorum. Muhakkak ki hayatımda yaptığım ve yapabileceğim en iyi iş seninle hayatımı birleştirmek oldu. Bundan
Yola yoldaş olunmaz
Evet Aşkın acemisiyim ben. Biliyorum. Ya çok seviyorum bilmeden, Ya batıya gidiyorum hep, Günü uzatmak için. Böyle ne kadar sürebilir Yola yoldaş olunmaz,
Reklam
Civanmert (1 Hikaye)
Ormanda yürüyordum. Yüksek çam ağaçlarının yeşilinin tüm tonları ile renk cümbüşüne bezendiği, gökyüzünün masmavi berraklığı ile güneşin billur ışığının birlikte bu doğayı daha da güzelleştirme konusunda adeta yarışıyorlarmışçasına hareket ettikleri bir günde, patika yolda yürüyordum. Geçmişte yaşadıklarımı düşünüyordum. Hafızamın bir
Didem Madak, Birhan Keskin, Nilgün Marmara misali bir kadınsın sen...
onlara artık yeni insanlar tanımak istemediğimi söyle bana inanmıyorlar güneş mi göreyimmiş, iki insan, açılsın mıymış içim beni alıp pencerenin önüne yerleştiriyorlar onlara bir salon çiçeği olmadığımı söyle hasarsız parçalarımın giderek azaldığını hiç değilse okunaklı bir ölüm için bir tık hayatla arama bir boşluk bıraktığımı bana
Çocukken annemle öyle çiçek çiçek bir ilişkimiz yoktu. Çünkü karakterimiz çok farklıydı. Annem tanıdığım en realist insanlardan biri, ben tanıdığım en romantik insan:) O aklıyla konuşur, ben duygularımla... Şöyle anlatayım:) Ayak tırnağım batmıştı, ufak bir operasyon gerekti. Doktor steril şartlar nedeniyle beni yalnız aldı ameliyathaneye, annemi
küsen boyalar ve tuvalim güzellikler var, uçan güzellikler var içimde tutamadığım hislerim var duymak istemediğim çığlıklarım hatırladığımda beni ezen rüzgarlarım var katlanamadığım üzüntülerim geçmeyen sevgilerim var güneşe baktığımda gelen duygularım bilmediğim yerlere giden düşüncelerim var ah içim yine fena oldu kalbim sanki atmıyor melodilerde dans ediyor belki de esir düştüm yine ben kendime her şeyime esir düştüm ben küçük bir çocuk gibi oynayan anılarım gözlerimdeki sevinçler ellerimde gezdirdiğim ah o güzel geceler düşüncelerim beni fena hale getiriyor kendime katlanamıyorum istemsiz, isteksiz, imkansız soğumak ve uzaklaşmak tuvalimin renklerinin solması gözümün önünde küsüyorlar bana, boyalarım kalbim paramparça olmuş oysaki tuvalimin kölesiydim ben
Reklam
Belki sana inanırlar
"onlara artık yeni insanlar tanımak istemediğimi söyle bana inanmıyorlar güneş mi göreyimmiş, iki insan, açılsın mıymış içim beni alıp pencerenin önüne yerleştiriyorlar onlara bir salon çiçeği olmadığımı söyle hasarsız parçalarımın giderek azaldığını hiç değilse okunaklı bir ölüm için bir tık hayatla arama bir boşluk bıraktığımı bana
Bir Yudum Kitap
Zaman zaman dünyadan kaçmak isteriz. Bıkmışızdır işte, kimseye hesap vermeye de takatimiz yoktur. Olur öyle. Reşat Nuri, "Günümün birkaç saatini kitaplara verdim. Okurken başka bir dünyaya girer bütün dertlerimi unuturdum." der. Okumak ne güzel eylem sevgili okur. Ne güzel nimet!.. Var olun. Reşat Nuri Güntekin - Bir Kadın
BOĞAZ'IM
DEVAMI İLE BİRLİKTE BOĞAZ'IM Günlerdir hatta aylardır yazamamanın problemini yaşıyordum , içim sıkılıyor , daralıyor , hatta patlıyordum ... Gel gör ki yazamıyorum artık eskisi gibi . Hiçbirşey tat , zevk vermez oldu . İlham versin diye boğaza gitmeye karar verdim . İş çıkışı eve hiç uğramadan boğazda salaş bir balıkçının tahtadan
BU KENTTEN GİDİYORUM
Ne ben bu kente sığdım Ne de bu kent içime sığdı. Ben ona yüzlerce beden büyük, O, bana binlerce beden küçük geldi. Sıkılıyorum, ruhum daralıyor. Bu kentin sakinleri, akıl sahiplerin aklına zarar Bu kentin içinde kalanlara delilik yarar. Nereye gitsem çıkmaz sokak, Her adımda bir serseri ruhumu yaralar. Can güvenliğim yok, benliğimi bir
79 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.