Vaktinden evvel büyümek dedikleri, insanın güvenen yanlarının,
daha tomurcuktayken kesilen dallar gibi benliğinden
koparılması değildir de nedir? Siz hiç annesi babası üzerine
kol kanat geren, bir dediği iki edilmeyen, yokluğu sadece televizyondaki
filmlerden işitmiş, şefkati ve sevgiyi hunharca
yaşayan bir çocuğun kolayca büyüdüğüne şahit oldunuz mu?
Olamazsınız. Bir yanları hep çocuk kalır onların. Ne zaman
dara düşseler, ne zaman sıkıntı sarsa çevrelerini, içlerindeki çocuğa
sarılırlar. Onun gülen yüzüne, sevgiye doymuş kalbine sığınırlar.
Bizimki öyle miydi be arkadaş? İçimdeki çocuk benden
yaşlıydı, ben ondan huysuz, ben ondan daha karamsar. Üç yanı
kederlerle çevrili, yazları sıcak ve kurak, kışları ölümüne soğuk,
kapkara bir kara parçasıydı kalbim.