Giyotin...
Giyotin, idam mahkûmunun başını kesmek amacıyla geliştirilmiş bir çeşit idam aracı. Giyotin ilk kez 1792 yılında Jacques Nicholas Pelletier adlı bir hırsızı idam etmek için kullanılmıştır. Son idam ise,17 Haziran 1939'da şu an Adalet Sarayı olan, fakat o zaman hapishane olarak kullanılan bir binada kafası kesildi. Fransa'daki son idam mahkûmu Hamida Djandoubi'dir ve 10 Eylül 1977'de cezası infaz edilmiştir. Fransa'da idam cezası 1981 yılında kaldırıldı.
3 idam mahkûmu...
Üç kişi giyotinle idama mahkûm olur. Bunlardan biri papaz, biri hâkim, biri de fizikçi… *İdam sehpasına ilk papaz çıkarılır. Başını giyotinin altına yerleştirir ve sorarlar: – Son sözün nedir?
Reklam
Şarkıların Güzel Tınısı:Firdevs
Sıfır Noktasındaki Kadın
Sıfır Noktasındaki Kadın
Gerçektende çok beğendiğim bir kitap oldu kendisi. Gerçek bir hayatı konu alıyor. Baş karakterimizin adı Firdevs. Firdevs'in hayatının zorluklarını yanı sıra mutluluklarını anlatıyor. Firdevs aslında çok iyi bir insan fakat hayatın ona getirdikleri zorluklarla ve kötü insanlarla karşılaşıp iyi ruhlu,kötü yoldan giden bir insana dönüşüyor. Kitabın asıl konusu Firdevs'in hayatı ama biz kitabı biraz daha açalım; Firdevs çok zor bir hayat yaşıyor kimi zaman bir hayat kadını kimi zaman muhteşem fikirleriyle bir öğretmen. Karakterimiz bir idam mahkûmu, yazar gerçekte bir doktor ve Firdevs'i çok merak ediyor,onunla çok konuşmak istesede Firdevs her defasında yazarımızı reddediyor. En son umutların tükendiği yerde Firdevs ve doktor tanışıyor fakat Firdevs'in idamına sadece 5 saat kalmıştır. Daha fazla yazamayacağım kitabı KESİNLİKLE OKUYUN!!!
Oto Benga, Avrupa medeniyeti ve Bediüzzaman
Avrupa’nın medeniyet arayışları öncesi durumunu ortaya koyan yaşanmış bir hikâyeyi satırlarımıza taşıyorum. Burada anlatılmak istenen o günkü şartlarda hâkim olan medeniyetin durumunu gözler önüne sermek ve “Mehasini medeniyet’’ olarak adlandırılan ve bugünkü gerçeğe yakın medeniyeti tarif edebilmek. Semavî dinlerin (İslâm) temel
Dostoyevski
Uzaklaşırken, ’Acaba nerede okumuştum? Nerede okumuştum?’ diye düşünüyordu. Bir idam mahkûmu, ölümünden bir saat önce, galiba şöyle düşünmüş: Eğer yüksek bir yerde, bir kayanın üzerinde, ancak iki ayağını koyacak kadar daracık bir yerde oturması gerekse; çevresinde uçurumlar, okyanuslar olsa, sonsuz karanlıklar, sonsuz bir yalnızlık, bitmez tükenmez fırtınalar sürüp gitse bile, o, bir arşıncık yerde ömrü boyunca, binlerce yıl, hatta kıyamete kadar ayakta dursa, yine de öyle bir yaşam, o anda ölmekten daha iyidir. Yeter ki yaşasın! Nasıl olursa olsun sadece yaşasın! Ne büyük bir gerçek!.. Aman Tanrım ne büyük bir gerçek!.. İnsan ne alçak bir yaratıkmış....”
''nerede okumuştum, hani bir idam mahkûmu ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü: ‘yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek bir fırtınayla sarılmış durumda yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce, bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta durmamda gerekse o şekilde yaşamak, şu anda bir yarım saat içinde ölecek olmaktan çok daha iyidir.’ yeter ki yaşasındı, sırf yaşasın! nasıl olursa olsun, ama yeter ki yaşasın!”
Suç ve Ceza
Suç ve Ceza
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
Reklam
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.