Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
{Hala somutluğa kavuşamamış, idealar dünyasında yaşayan Sevgili Dost'a...} Sevgili Dost, Portakal kokulu bir masadan yazıyorum sana. Mum ışığında. Kelimelerim bu yazıyı mektup yapacak kadar kuvvetli değil, kavonozun içindeki mumlarım ısısını bana verecek kadar güçlü oysa ki. Portakal'im yanarak kokusunu bana bağışlayacak kadar
Mutluluk dediğimiz şey sizce nedir ?
Mutluluk kimine göre sevgi, kimine göre sevdiği insanlarla birlikte olmak kimine göre de kendisine bir şeyler katmaktır. Platon ve Farabi mutluluğu bilgi üzerinde bulur mesela. Platon şunu der ; İdealar dünyasında bulunan en yüksek iyi; aynı zamanda var olan her şeyin temelidir. Sonrasında da Farabi şunu söyler ; "En yüksek iyi erdemdir." Erdemde ancak bilgiyle mümkün olabilir. Bilgi; akıl ile ortaya çıkar, akılda iyi ile kötü ayrımını yapabilir. Mutluluk, aynı zamanda iyidir. Tanrının bilgisi iyi olan olduğundan bu bilgiye ulaşmak bizi mutlu kılacaktır. #felsefe #platon #farabi
Reklam
GERCEK DİN KÖKTENGRİ SONRASINDAKİ ÜTOPİK VE SEMAVİ DİNLERİ ( 1 ) Bütün bu ikili tipolojik tasnifleri Türk din tarihine uyguladığımız zaman bu tasniflerin Türk din tarihinin iki dönemine uygun düştüğünü ve bu dönemleri karşıladığını görürüz. İşte bu tasniflerden hareketle biz, Türklerin dini tarihinin ilk dönemini “Geleneksel Türk Dini“, ikinci
Mağaranın(Dünya) içinde yaşarken ışığı(“şey”lerin kaynağını) görebilmek için kafanı kaldırmalısın! -Yukarı Bak- Bu cümlede bahsi geçen anlayış Platon’un “İdealar Dünya”sı anlayışıdır. Mağaraya yansıyan gölgelerin (örn: gölge şeklinde bir elma, kedi vs.) asıl kaynağının ne olduğu sorusu İdealar dünyasını oluşturur. Güneşten yansıyan gölgemize baktığımızda, o gölgenin yerde olmasının sebebinin kendi varlığımız olduğunu düşünüp anlamamız çok basittir ancak bizim kendi varlığımızın bir “şey”in gölgesi mi sorusu diğerine nazaran daha zordur. Kendi varlığımızın da asıl “biz” in yani bizim şu an yaşadığımız bedenin aslında bir gölge olduğu ve gerçek bizin “İdealar dünyasında” olduğu Platon’un ileri sürdüğü bir anlayıştır.
o beni platonik aşık yaptı, bende onu ütopik sevgilim. kim bilir belki bir gün descartes'te buluşuruz. oturur birer çay söyler bir birimize pragmatik yaklaşmayı bırakıp, aynı teoremin içinde, hümanist birleşiriz. ben ona sanat felsefesinden bahseder, gözlerinin idealar dünyasında ne anlama geldiği anlatırım. o da varoluşçu akımdan söz eder belki bana, karşısında tümevarıma giden bir somut fark ederse, psiko-analizle teşhis edebilir pekâla sevgimi. neden olmasın? sonra ben ona bir soru sorarım, "beni seviyor musun? diye, cevap veremez, susar belki sıkılır nihilist yanlarımdan, egoistleştirmemden onu çeker gider başka reel düzleme. aklımda sayısız soru işereti bırarak, içimdeki eflatun'u tanrısız. my god, felsefe böyle bir şey işte. Bayram Karakeçili
o beni platonik aşık yaptı, bende onu ütopik sevgilim. kim bilir belki bir gün descartes'te buluşuruz. oturur birer çay söyler bir birimize pragmatik yaklaşmayı bırakıp, aynı teoremin içinde, hümanist birleşiriz. ben ona sanat felsefesinden bahseder, gözlerinin idealar dünyasında ne anlama geldiği anlatırım. o da varoluşçu akımdan söz eder belki bana, karşısında tümevarima giden bir somut fark ederse, psiko-analizle teşhis edebilir pekâla sevgimi. neden olmasın? sonra ben ona bir soru sorarım, "beni seviyor musun? diye, cevap veremez, susar belki sıkılır nihilist yanlarımdan, egoistleştirmemden onu çeker gider başka reel düzleme. aklımda sayısız soru işereti bırarak, içimdeki eflatun'u tanrısız. my god, felsefe böyle bir şey işte.
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.