Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Anı Biriktirelim
Gitmiş kadar oldum.. Mekanlarda ne anılar saklı.. Bir kare binlerce anıyı canlandırma kabiliyetinde.20 yıl olmuş uğramamışım ama ilk okulum, ıhlamur, dut, iğde ağacı anılarım, oyunlarım, düşmelerim, mutluluklarım, koşmalarım şimdi canlandı.. Nasip olsun yine gitmek. Çocukluğun geçtiği yerde yaşamak herkese nasip olmuyor.Mekanlar başkalarının olabilir ama anılar ömür boyunca bizimle.. Hafızamıza zeval gelmesin 🌾
Anı Biriktiricisi
Anı Biriktiricisi
Samed Behrengi boğuldu mu yoksa öldürüldü mü?
“Başkaları ne der?” tahakkümünü yıkmak, hayatın sadece hapsolunan dar yankı odaları ve filtre balonlarının çok ötesinde olduğunu bilmek, doğduğu küçük çağlayanın güvenli ve sığ akıntılarının ardına geçip okyanusun derin ve dalgalı sularını keşfe çıkmak gibi olguların bedelini göze almak bugünlerde her babayiğidin harcı olmasa gerek. Ama 18
Reklam
Renkli bir kişiliği vardı.. Erleriyle sigara içip sohbet eden, köylüyle ayran bölüşen, şekerli kahve içen, fal baktıran, gecelik entarisi giyen, bağdaş kuran sade bir vatandaştı. Yemek seçmez, sofraya gelen her yemeği yerdi. Karnıyarığı, kuru fasulyeyle pilavı gül reçelini ve kavrulmuş leblebiyi çok severdi. Arkadaşlarıyla sokaklarda korumasız
Seni anlattığım iğde ağacı bugün hem meyvelerini benimle paylaştı, hem de onunla dertleştik biraz. Seni sordu. Dedim "kaç ay oldu görmedim. Yüzüne hasret kaldım. Sence yanımda olmak mı istemiyor? Çekiniyor mu? Korkuları mı var?" O da sustu, sadece sustu. Tıpkı senin gibi.
Çocukluğum, iğde ağacı tepelerinde geçtiğinden babamdan dikmesini istediğim ağaç, ilk can suyunu birlikte vermiştik, bugün ilk meyvesini yemek nasip oldu :)
Renkli bir kişiliği vardı.. Erleriyle sigara içip sohbet eden, köylüyle ayran bölüşen, şekerli kahve içen, fal baktıran, gecelik entarisi giyen, bağdaş kuran sade bir vatandaştı. Yemek seçmez, sofraya gelen her yemeği yerdi. Karnıyarığı, kuru fasulyeyle pilavı gül reçelini ve kavrulmuş leblebiyi çok severdi. Arkadaşlarıyla sokaklarda korumasız
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
Atatürk’ü ağlarken tarih çok ender tespit etmiştir. 25 yıllık araştırmacıyım, 7 tespitim oldu. İlki Çanakkale’de topçu atışımız başladığı sırada döktüğü gözyaşıdır, bir diğeri ise hepimizin bildiği bir hikâye ama ben yine de anlatacağım. O günün Ankara’sı kurak, çorak bir köy. Çankaya’dan meclise gelirken yol üzerinde sadece ama sadece bir tek iğde ağacı varmış. Atatürk o iğde ağacının önünden geçişlerinde arabasını durdururmuş, inermiş ve o iğde ağacına selam verirmiş. “Aman demişler paşam ne yapıyorsunuz böyle?”, “E, o demiş yediğim meyvenin, sığındığım gölgenin, soluduğum havanın bir neferi. En az diğer neferler kadar bunun da selama hakkı var “. Yani “Niye şaşırıyorsunuz?” der gibiymiş. Ve bir gün yanında bulunan arkadaşına “İşte bu benim…” derken bir de bakıyor ağaç yok ortada hemen iniyor “Ne yaptınız bu ağaca” diyor. “Paşam” diyorlar “Yolu genişletmek için mecburduk kestik o ağacı”. “Yahu diyor bi tek bana sorsaydınız bu ağacı kurtaracak bir yolu mutlaka bulurdum” diyor. Daha fazla dayanamıyor, arabasına biniyor, şoförünün ve arkadaşının gözü önünde hüngür, hüngür ağlamaya başlıyor. Bir tek iğde ağacı için mi dersiniz? Hayır. Çok zor şartlarda kurtardığı bu topraklarda yetişen bir canlıdır ve lideri olduğu için de bu toprakların da o iğde ağacının da sorumluluğu Mustafa Kemal’in omuzlarındadır da onun için. Kaynak: Prof. İlknur Güntürkün Kalıpçı, “Bize Anlatılmayan Atatürk” adlı yazısından.
İyi ki Rahmet ve özlemle anıyoruz 19 Mayıs 1919
• Renkli bir kişiliği vardı.. Erleriyle sigara içip sohbet eden, köylüyle ayran bölüşen, şekerli kahve içen, fal baktıran, gecelik entarisi giyen, bağdaş kuran sade bir vatandaştı. Yemek seçmez, sofraya gelen her yemeği yerdi. Karnıyarığı, kuru fasulyeyle pilavı, gül reçelini ve kavrulmuş leblebiyi çok severdi. Arkadaşlarıyla sokaklarda korumasız
60 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.