Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İğde Çiçeği

İğde Çiçeği
@igdecicegim
"Bilme sorumluluğu, yapma mesuliyetini de beraberinde getirir."
Reklam
"Zira varlık özünde iyi, güzel ve doğrudur. Kur'an'ın ifadesiyle "Allah hiçbir şeyi boş yere (batılen) yaratmamıştır." Burada "boş yere" diye tercüme ettiğimiz "bâtıl" kavramı, hakikatin karşıtı olarak boş, anlamsız, kötü ve çirkin olan her şeyi ifade eder. Allah hiçbir şeyi bâtıl olarak yaratmadığına göre, yarattığı her şeyde bir hakikat, iyilik ve güzellik vardır."
"Francis Bacon'un "Tabiat, sırlarını işkence altında ifşa eder." mealindeki sözleri modern bilim ve teklonojinin tabiatla kurmak istediği ilişkinin mahiyetini çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Malumat bilgi ile, bilgi hikmet ile karıştırılır. İnsanın varlığına anlam katması gereken bilgi, kâr maksimizasyonu için kullanılan bir enstürümana dönüşür. Modern eğitim ve kültür sistemi bize düşünmeyi ve hikmeti değil, kullanışlı malumatı öğrenmek için tasarlanmıştır. "
"Varlığı hareket ettiren asıl cevher akıl değil tesadüf, büyük balığın küçük balığı yutması, iktidar arzusu, cinsel arzular, güdüler ve benzeri yıkıcı duygulardır. Bu süreçlerden geçtiği varsayılan insanın özü de sanıldığı gibi rasyonel ve erdemli değildir. "
Reklam
"Düşünmek, sonlu ve geçici bir dünyada bulunmanın ölümsüz ruhlarımızda açtığı yaraları sarmak için başvurduğumuz bir tedavi yöntemidir."
"Düşünmek , yerimizi yurdumuzu bulmak için ayağa kalmaktır."
Fakat düşünmek aynı zamanda bir keşiftir: Perde kalkınca mânânın arz-ı endam etmesidir.
Osmanlılar kendi devletlerini "Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye" diye adlandırmışlardır.
Reklam
"Hristiyanların kırbaç ve sopa darbelerine, tokat, yumruk ve hakaretlerini ve daha binlerce işkenceyi anlatmaya çok zaman ve kâğıt gerekir."
Günümüz Amerikalılarının atalarının, yerlilere yaptıkları
"Savaşlar bitip, bütün erkekler ölünce, genelde olduğu gibi, geride sadece genç delikanlılar, kadinlar ve küçük kızlar kaldı. Hristiyanlar onları aralarında paylaştılar. Vali adı verilen yüksek diktatörün yanındaki itibarına göre otuz, bazıları kırk, bazıları da yüz veya iki yüz yerli aldılar. Böylece, katolik dinini öğretmek bahanesiyle, embesil, cimri ve ahlaksız olan bu adamlar yerlilerin bakımını üstlenmiş oldular. Onlara gösterdikleri özen, erkekleri altınları çıkarmak uzere maden ocaklarına yollamak (bu dayanılmaz bir işti), kadinları toprağı surmeleri, işlemeleri için tarlalara, çiftliklere yerleştirmek ( bunlar da çok zor ve yorucu erkek isleriydi) şeklindeydi. Onlara ot ve ne olduğu belli olmayan besinlerden başka yiyecek vermiyorlardı. Lohusa kadınların göğsündeki süt kuruyor, dolayisıyla bebekler çabucak öluyordu. Eşleri birbirinden ayırıp uzaklara gönderdikleri için üreme durdu. Yorgunluk ve açlıktan, erkekler maden ocaklarında, kadınlar da çiftliklerde öldüler. Böylece adada yaşayan bunca insan yok oldu, aynı şekilde dünyanın bütün insanları yok olabilirdi. Hristiyanların onlara taşıttığı yükleri düşünmek!"
Şuanki Amerikalıların ataların, yerlilere tavrı
"Amerika yerlilerinin hristiyanlara karşı giristikleri savaşta haklı olduklarına yüz de yüz eminim. Öte yandan hristiyanlar onlarla tek bir haklı savaş yapmadı. Tam tersine savaşları dünyadaki hiç bir zorbanın olmadığı kadar şeytansı ve haksızdı."
"Burada söz ettiğim ve anlatılabilecek daha birçok haksızlık ve vahşetin nedeni kesinlikle yerliler değildi. Bir manastırdaki iyi kalpli, munis din adamlarını düşünün. Her şeyleri çalınsa, öldürülseler, ölümden kaçabilenleri yaşam boyu tutsak veya köle olsa bu din adamları ne kadar suçlu olurlar? İşte o yerliler de o kadar suçluydu."
"Gün olur, devran döner; aylar, yıllar, çok zamanlar geçer; İslâm âlemde intişar bulur; nihayet Bağdat pâyitaht olur."
Sayfa 101Kitabı okudu
651 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.