Kendi uydurduğun bir yalanı söylemek, başka bir ağızdan işitilip tekrarlanmış bir gerçeği söylemekten hemen hemen daha iyidir. Birinci ihtimalde sen bir insansın. İkincisinde ise bir papağandan hiç farkın yoktur !
Sen kimsin ?
İnsan mı ? Papağan mı ?
Fyodor Mihailoviç Dostoyevski
Disiplin rejiminde görünürlük ilişkisi tamamen tersine çevrilir. Görünür kılınanlar yönetenler değil, yönetilenlerdir. Disipline dayalı iktidar, tebaalarına daimi görünürlük dayatırken, kendini görünmez kılar.
Disiplin rejimi, endüstriyel kapitalizmin tahakküm biçimidir.
Kendi başına bir makine biçimini alır. Disipline dayalı iktidar makinesinde herkes bir dişlidir. Disipline dayalı iktidar, sinir yollarına ve kas liflerine nüfuz eder ve "biçimden yoksun bir hamurdan, becerisi olmayan, yetersiz bir beden"i bir "makine"ye dönüştürür. Uysal" bedenler üretir: "Uysal bir beden, boyun eğdirilebilen, sömürülebilen, dönüştürülebilen ve mükemmelleştirilebilen bir bedendir.
Tarih kendini tekrar etmez; yaratıcı olan her şeyde olduğu gibi tarihin de hayal gücü ve barındırdığı ihtimaller sınırsızdır. Ancak aynı zamanda sonsuza dek geçerli olacak bazı kanunları vardır ve insanlar bu kuralları görmezden geldiği ya da çarpıttığı için hep aynı olaylar yaşanır durur.
Hissediyorum can veren, egemen ışığını.
Fakat sen, acıtan ışınlarını arayıp duran
Ve şafağı bir türlü bulamayan
Şu gözlere ulaşamıyorsun.
Kalın bir perde gelip örtmüş gibi yuvarlarını
Hayvanlara benzedi insanların çoğu;
Parlak dinler uydurdular şatafata, servete boğulmuş;
İblisleri yücelterek mabut bellediler.
O zaman türlü adlar verildi şeytanlara,
Putlarına tapınıldı barbar dünyada.