Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
94 syf.
·
Puan vermedi
İkiz iki kardeş ve aileye hizmet için istihdam edilen yine ikiz iki köle çocuk için kitabın ana karakterleri diyebiliriz.
Bir gemi kazası sonucu soylu iki kardeş ve uşakları ayrı kaderlere düşerler. Kitap bu kurgu üzerine ilerliyor. Toplam beş perde olan bu eser bir tiyatro oyunu. Tiyatroda izlemek muhtemelen oldukça keyiflidir.
Kemal Sunal’ın oynadığı ikiz kardeş üzerine kurgulu filmler bu kitaptan ilham almış olabilir. Özellikle “İyi Aile Çocuğu” filmi sürekli aklıma geldi.
Sirakuza’dan ( İtalya’da bir kent.) Efes’e gelen Özdeş kardeşlerden Sirakuzalı Antifolus ve kölesi Sirakuzalı Dromiyo’nun geldikleri şehirde ikiz kardeşleri olduklarından habersiz yaşadıkları yanılgılar, mizah ile ilmek ilmek örülmüş. Kurgudaki şehirlerin ikiside antik kentler.
Shakespeare çok büyük ve tartışılmaz bir kurgu ustası. Bu sebeple her eseri okunmalı. Kitapta günümüz değerleri açısından özellikle hanım kardeşlerimizi rahatsız edecek bazı cümleler olsa da dönemin anlayışı yansıtılmış. Büyük yazar bu dönem yaşasaydı muhtemelen kadınlara daha doğrusu evli kadınlara bakış açısı farklı olurdu. Bu kadar derin bir insan için farklısı düşünülemez!
Şükrü Erbaş’ın “İnsanın Acısını İnsan Alır” kitabında bahsettiği bir paragrafın, Livane’nin bu kitabına cuk diye oturduğunu belirtmekte fayda var. Paragraf şu şekilde; “Binlerce çocuk gözyaşını emerek büyüyormuş; kırlangıçlar büyük kentleri çoktan terk etmiş; kimse düşlerine sahip çıkmıyormuş; sevgi parayla yaşanan bir lüks olmuş; balkonlarda çiçekler giderek azalıyormuş; çocukların soluğu anne teni kokmuyormuş; herkes penceresine ikinci bir perde çekiyormuş; yalan, yeminin ikiz kardeşi olmuş(M. Altıok). Ekmeklerden sonra şarkılar da bozulmuş; insanlar inceliğini bir ip gibi boyunda taşıyormuş, para sesini yükselttikçe susan insan artıyormuş; hapishaneler birer büyük kent olmuş; herkes eşyalarıyla sevişiyormuş; gurbet artık evlere gelmiş; sular bile deterjanla temizleniyormuş; Aşkın hiçbir gizi kalmamış; herkesin yenik olduğu yerde güçlü olmak, bir bataklıkta birinci olmak kadar gülünçmüş. Kötülük yapmak için bile insanın ayakta duran insana ihtiyacı varmış..” #öneri
''Mantığa karşı gelip kötü adama aşık olan her birimize.''
Dark romance kuyusuna dalmak istiyorum diyorsanız bu seri tam olarak beklediğinizi verecektir. Ama dark romance okumaya yeni yeni alışıyorsanız da bir tık fazla gelecektir. Genel olarak sevdim ya rus mafyalı kitaplara bu kadar düştüğüm için akıl sağlığımdan şüpheliyim ama olsun.
Vaktiniz varsa tek oturuşta bitebilecek bir dili var kitabın. Başlarda klişe gelecek ama son kısımlarından sonra ikinci kitabı okuma isteğiyle dolduracak bir konuya da sahip. Ancak bitirdiğiniz an giriş kısmı bir anlam kazanıyor kitabın
Aslında klasik mafya kitapları havasında başlıyor ancak Winter-Lia noktasında benzerlerinden ayrılıyor. Yazarın görsel ikiz noktası ve sonuna kadar "acaba" olarak ilerleten bir kalemi var. Karakterleri belki seversiniz belki sevmezsiniz ancak okurken kendinizi ilerisi için tahminler yaparken bulabilirsiniz.
çok sapkın bir kitaptı ve maalesef ki bu kahrolası sapkın kitabı sevdim.konu baya iyi,ilgi çekici.şu görsel ikiz olayı ve son sayfa falan.onun dışında toxic maskülenite ve ataerkil ögelerle dolu bir kitap.18 yaş altı veya ergenlik dönemini tamamlamamış hiçkimsenin eline geçmemesi lâzım yoksa çok yanlış şeyler romantize edilebilir.
adrian çok leş karakterdi bu arada,genel olarak kitabı okumak ne kadar sarıyorsa buna zıt olarak,geçen olaylar da o kadar leşti aslında.büyük ihtimal dark romance olmasından kaynaklı (mutlaka öncesinden böyle kitaplar okumuşumdur ama dark romance olduğunu bilerek okuduğum ilk kitaptı.)sevgiye dair hiçbir durum yoktu,adrian takıntılı bir kafada winter ise stockholm sendromundaydı.ve böyle şeylerin romantize edilebilmesi kötü.yazarın anlatımını sevdim,bıktıran uzun betimlemeler yerine direkt saadede gelen yalın anlatım vardı.kitabın bin tane oluşturalabilecek teoriye açık olması ve beyin fırtınası yaptırmasını da sevdim.bazı şeyler öngörülebilirdi ama olur o kadar.sonunu da az çok kestirebilmeme rağmen yine şok etkisi yaşattı.ikinci kitap baştan başlıyormuş direkt üçüncü kitaba atlasam bir şey kaybeder miyim?…SPOILER- yani eğer winter gerçekten lia ise o makineye bağlı yatan kişi kimdi ve winter’in evsizlik&balerinlik vs anıları kime ait o zaman??tamamıyla mindfuck bir sondu,bayıldım ve çatlayacağım.
Bu kitap lia ve adrian'ın ilk kitapta okuduğumuz yere kadar nasıl tanıştıklarını, nasıl o noktaya geldiklerini anlamamızı sağlayan geçmişi anlatıyordu. Genel olarak güzel sadece bir yerden sonra sıktı beni çünkü gelecekte hangi noktaya geldiklerini gördük. Sonunda biraz heyecanlanıyor ama tahmin ettiğim şeyler çıktığı için yine de çok tatmin etmedi.
Birinci kitap bu olsaydı yine olabilirmiş fakat o zamanda görsel ikiz olayının bir esprisi kalmazdı. Yazar biraz ilk kitapla reklamını yaparak meraklandırmış bu kitaptada olanları anlatmış gibi.
Seriyi güzel bağladı yinede ben üçüncü kitaba başlayacağım hemen çünkü ilk kitapta kalınan yerden sonra neler olacağını merak ediyorum.
336 syf.
10/10 puan verdi
“Sen benim karımsın, malımsın, objemsin. Bu demek oluyor ki benim çizdiğim yoldan yürüyeceksin ve izin verdiğim kararları alacaksın. Eğer gururunu ayaklar altına al dersem, alacaksın. Eğer bir şekilde kuyuya yürü dersem, yürüyeceksin. Evimde benim sözüm kanundur ve kararlarım kesindir. Bana kafa tutmak istiyorsan tabii ki yapabilirsin. Seni itaat etmeye zorladığım her saniyeden keyif alacağım.”
Yalan üçlemesinin ilk kitabı kitap kesinlikle mükemmeldi gerilim dozunu gerçekten çok sevdim yazar kitabın gizemini iyi korumuş kitabın sonuna kadar sürekli teoriler ve tahminler ürettim beklediğim
gibi olmasa da sonu gerçekten şaşırttı devamını inanılmaz derecede merak ediyorum kitabın konusuna gelecek olursak Winter isimli baş karakterimiz sokaklarda yaşayan bir kadın diğer baş karakterimiz Adrian rus mafyasına üst düzeylerden üye olan bir rus mafyası Adrian ölen karısını herkesten saklıyor ve bir gün karısına benzeyen bir görsel ikizle karşılaşıyor Winter ile kitap zaten görsel ikiz efsanesinden söz ederek başlıyor fakat hiç tahmin edemeyeceğimiz yerlere doğru ilerliyor yazarın yazım dili çok sadeydi serinin devamında neler olacak merak ediyorum…
336 syf.
5/10 puan verdi
Yalanın Yemini- Rina Kent
Sanırım dark okumayı genel anlamda sevmediğime karar verdim. Bu tarz kitaplar bana ağır gelebiliyor. Kitap kendini okutuyor ve ilk sayfasından içine çekiyor. Okurken yormuyor hatta hızlıca okunuyor. Dili basit güzel sevdim. Kurgu desek kısaca özetlersem,
“Sana bir teklifim var, Winter”
“Ne teklifi?”
“Karım ol.” syf
7/10
Yine duygularımın karmakarışık olduğı bir roman daha.Yazar beni öyle bir arafta bıraktı ki sevsem mi ,sevmesem mi bilemedim.Ama şunu belirtmeliyim ki bu ikilimi bile bana yaşatması benim gözümde bir başarıdır,net….
Winter bir evsiz, sokaklarda deli divane yaşıyor.Bir tesadüf eseri Adrian ile karşılaşıyor(Kendisi Rus Bratvasını üst düzey mafya
Vaov olamadım ne yazık ki. Hatta herkesin, "o son neydi," dediği kısmı ortalardayken tahmin etmiştim. Ama puanlama yaparken baştan beri 2.5 puan anca eder dediğim kitaba, o son kısım yüzünden de 3 puan verdiğimi itiraf ediyorum. Hatta devam kitabında soru işaretlerinin ortadan kalkmasını okumak için bir tık sabırsızlanıyorum
Yine önce okumam gereken kitabı sonda okudum. Throne of Power'daki Rai Sokolov'un ikiz kız kardeşi Reina Ellis'in hikayesi. Kitaplarda belirli bir sıra yok ama diğer seriyi okurken önce bu serinin okunması gerekiyormuş gibiydi. Neyse sorun değil her şekilde okuyacağım zaten.
Reina ve kardeşi Rai yakalanmadan kaçmaya ve ailesinin o dünyasından kurtulmaya çalışıyorlardır ama bir kaza olur ve ayrı düşerler. Bu kazadan sonra Reina hastaneye kaldırılmıştır ve bir hafta sonra gözlerini açar. Ama bütün hafızasını kaybetmiştir adını dahi hatırlamıyordur. Ve nişanlısı olduğunu söyleyen Asher Carson diye biri vardır ondan da biraz korkuyordur. Bakalım neler olacak.
