Kitap, iki farklı tarihte gerçekleşen konulardan oluşmaktadır. Konu, yakın tarihte gerçekleşen ve hâlâ devam etmekte olan Suriye savaşıdır. Kitapta savaş öncesi ve savaş sonrası geçişler çok güzel aktarılmış. Savaş öncesi dönemde, doksanlı yıllarda, kitabın karakterlerinden Tarık, antik kent Palmira'da turist rehberliği yapmaktadır. O yıllarda annesiyle birlikte Palmira'ya gelen Lia ile tanışır ve hikâye başlar. Tarık ve Lia, çıkan bütün engellere rağmen evlenirler ve ikiz çocukları olur. Lia, gün gelir ikiz çocuklardan birini yanına alarak Tarık'ı terk eder.
2000'li yıllarda en üzücü konu olan savaş başlar. Savaşın tüm gerçek yüzü, açlık, sefalet, ölüm ve umuda kaçış.. Her bir konuyu yüreğinizin en derininde hissediyorsunuz.
Kitap, konusu ve anlatımı itibariyle çok güzeldi. Çok akıcı, merak uyandırıcı ve sade bir dille anlatılmış. Tek üzüldüm nokta kitapta yer alan imlâ hatalarıydı. Okurken illaki rahatsız ediyor ve yazarın emeğine üzüldüm. Konusunun ve anlatımının bu kadar güzel olduğu bir kitapta bu gibi hataların olmaması gerektiğini düşünüyorum. İşte burada gerçekten yayınevinin ve editörün rolü çok önemli oluyor..
Tarık ve ailesi savaştan kaçabilecekler mi? Tarık'ın en yakın arkadaşı Zafir'e neler oldu? Lia, ikiz çocuğuna kavuşabilecek mi? Emani, Alya, Bahira ve Yaser neler yaşadı? Tüm bunların cevabı kitapta. Kitap 459 sayfa ama bir solukta okunacak akıcılıkta bir kitaptı.
Okumayan herkese tavsiye ederim
Başka kitaplarda görüşmek ümidiyle, okuma sevgisiyle kalın