Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
DP'nin 1950'de iktidar oluşunu sevinen insanlar:
Turan Güneş, 1954 yılında DP milletvekili olmasını şu şekilde izah etmektedir: "Bugün nasıl kodaman AP'lilerin çocukları hep Ecevitçi ise, o zamanlar da bütün kodaman CHP'lilerin çocukları yavaş yavaş DP'li olmuştu . . . Bu, bir devrin öteki devre tepkimesi idi". 27 Mayıs'tan sonra "Kurucu Meclise" girerek, Anayasa Komisyonu sözcülüğü yapan Muammer Aksoy da; "Babam Halk Partisi milletvekili olmasına rağmen Demokrat Partiden yana olan bir kişiydim. Demokratlar iktidara gelsin de, Allah beş senelik ömrümü alsın, demişimdir." diyerek DP'nin iktidara gelmesi noktasında teveccüh gösterdiğini ifa lde etmektedir. Türkçü hareketin önemli simalarından birisi olan Atsız ise DP'nin seçim zaferini; "Türkiye Cumhuriyeti 1950 Mayısında kurulmuştur. Ondan önceki 1923-1950 çağı gayri meşru ve müstebit bir diktatörlüktür. Diktatörlüğü yapan Halk Partisi ve O'nun ileri gelen­leridir" sözleri ile kutlamıştır. Türk solu tarihinin önemli isimlerinden birisi olan ve Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanlığı'nı yürütecek olan Mehmet Ali Aybar'ın şu sözleri de oldukça dikkat çekicidir: "1950 seçimlerinin gözden kaçan şu özelliği vardır: Halkımız ele geçirdiği ilk fırsatı kaçırmamış, kuşaklardır sürüp giden ıstırapların sorumlusu bildiği yönetim biçimini, OSMANLI TİPİ DEVLET yönetimini devirmiştir . . . Bu uyanık davranışı ile halkımız, ilerde kendisinden olanı getireceğinin kesin delilini vermiş, ilk "DEVRİMCİ" adımını atmıştır"
Sonsöz
Bu son sözü, 2006 yılında, Macaristan dostları ve bütün dünya bu eseri ithaf ettiğim ihtilalin 50. Yıldönümünü kutla­maya hazırlanırken yazıyorum. 1981 yılında Fransızca yazı­lan ve yayımlanan eser ayaklanmanın ellinci yılı münasebe­tiyle Macarcaya çevrilmiştir. Macar halkının ayaklanması, öncülüğünü işçi gençlikle birleşen üniversite gençliğinin
Reklam
Demirel, parti içi muhalefeti yönetmekte ve parti içinde tutmakta açık bir başarısızlık içine düşmüştür. Muhalifleri ikna etmek ve yönetmek yerine, onları tasfiye etmeyi, partiden atmayı tercih etmiştir. Demirel, parti içi muhaliflerden Osman Turan ve Saadettin Bilgiç gibi isimlerden sonra, geriye kalan son muhalif olan Aydın Yalçın'ı da, 12
Sayfa 134Kitabı okudu
İzmir İktisat Kongresi'nde benimsenen liberal görüş, klasik anlamıyla liberalizm değildi. Basit bir deyimle tanımlamak gerekirse, Cumhuriyet liberalizmi, devletin, özel girişimleri geliştirmekle görevlendirildiği bir ekonomik tedbirler dizisiydi. Kısa bir sürede milyonerler ortaya çıktı. İhaleler, ihracat ve ithalat imtiyazları gümrük ve
.... Ama Amerigo böyle boş ümitlere kapılmazdı: Yıl 1953'tü ve o güne kadar yapılan bütün seçimlerde, hava yağmurlu da olsa güneşli de olsa, herkes oy vermeye gelmişti. Hele bu kez, iktidar partisi yeni bir seçim kanunu çıkarmışken; öbür partilerin " dalavere kanunu" adını verdikleri bu kanuna göre koalisyon, oyların %50+1'ini alırsa, meclisin üçte ikisini ele geçiriyordu... Amerigo politik değişikliklerin uzun ve karmaşık yollar izlediklerini şansın hemencecik yüzlerine güleceğini beklememek gerektiğini öğrenmişti; o da birçokları gibi, denneyim sahibi olmanın biraz da karamsarlık demek olduğuna inanıyordu, Öte yandan, sürekli elinden geleni yapmayı öneren bir ahlak ilkesi vardı; yaşamın başka alanlarında olduğu gibi politikada da insanlar için ahmakların dışında, izlenecek iki yol vardı: Pek fazla umuda kapılmamak ve yapılan her şeyin bir işe yarayacağına inanmak.
Sayfa 10 - YKYKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.