"Kalp denilen şey göğüs boşluğundaki et parçası değildir.
O Hakk'ın tecelligâhi, adaletin menbaıdır.
O yaralı ruhtan ve gönül yarasından haberdar olandır,
O lisan-ı hafi'den anlayan, o sessizlikten ses duyandır Fırtınayı ancak kalbi olanlar kucaklayabilir.”
Hicret ve niyet kimin için? Bir gece yarısı uyandığında yatağından kalk, şöyle yıldızlara bir bak. Düşün!.. Madem ki içinde bulunduğun yer, konuştuğun kimse sana feyiz vermiyor; terke mani olan ne?
Onlar barıştan söz edip kan içiyorlar.
Sayfa 181
Her keseye uygun taksitler, her yoksula uygun televizyonlar; her deliye uygun tımarhaneler, her hizadışı duran'a uygun terapileri var.
......
Her kafaya uygun saç modelleri var, her kültüre uygun putları, her vicdana uygun dinleri var ve her gırtlağa uyan yutkunma aşıları...
Hakikat öldü arkadaşlar, şimdi realite var.
Kimsenin varoluş sorumluluğu, dürüstlük, insanlık, vicdan, kardeşlik ve Allah üzerine konuşmalar dinleyecek vakti yok. Hikmet yok arkadaşlar şimdi "espiri" var.
Sayfa 180
...şafağa ulaşacağız,
umudumuz haykıran mazlumun
sıkılı yumruğu kadar
dişlidir yarim.
Sayfa 175
Yemyeşil adalar var mı denizlerde, içinde zalim düzenler olmayan, bu çocukları bekleyen adalar var mı abicim?
Sayfa 160
Ben artık herşeyi anlamlandırmak istemiyorum... Benim bir anlamım olsun, bu yeter...
Sayfa 150
Şiveli alıntı
"Karinçayı bilirsiniz kardeşler. Karinça, gendüyün iki gatı bi darı denesini ıhıla sıhıla delüge gader daşır... Delügün ağzına gelür bahar ki delük güçcük, dene böyyük.
Gendi gerir delüge dene dışarda galır...
İşte insan da beyledır. Dünyayı sırtına alır, altında ıhılır-sıhılır, iki büklüm olur, delüge gadeer!...
Gendü girer toprağın altına, dünya dışarda galır.... Yazuh oldu karinçayaaa...
Delüge girecek, öbür tarafa geçecek şeyleri daşımah lazım..."
Sayfa 85
Sudan sebeplerle birbirimizi vururuz ama beşimiz bir araya gelip bir su deposu yaptıramayız.
Sayfa 70
Sükût gibi münzevi
Çığlık gibi esiriz
Sayfa 35