1984'ü YouTube üzerinden de yorumladım. Kitabı okumadan önce faydalı bilgiler edinebilirsiniz;
->> youtu.be/ZbCVXncwnvE_____________________________________________
Totalitarizmi iliklerinize kadar hissedeceksiniz!
Bu bir UYARI ve UYANDIRMA servisidir! Algılarınızı açınız!
Bir seçeneğiniz var ve bu seçenek size altın tepsi
Aydin olmak gösterişli bir kiyafet giymek yahut kolalı bir yaka ve modaya göre sapkayla dolaşmak değildir. Aydınlar halkın beynidir. Halk bizi eğitimimiz bittikten sonra iyi maaşlı bir işe girerek, akşamları lokantalarda oturmak veya sözde okuma salonlarnnda kağıt veya domino oynamak için yetiştirmedi.Bu hayatı yaşayanlar aydın değil, aydın süprüntüleridir. Aydın olarak sizlerin vazifesi halkın zekasıni, vicdanını, irade ve enerjisini uyandırmak ve harekete geçirmektir. Halkın düşünme yeteneğini canlandırmak, işçileri, köylüleri ve toplumun alt kesimlerini daha iyi bir hayat kurmak için ne yapmaları gerektiği konusunda eğitmek, sizin görevinizdir. Halka nasıl çalişmasi gerektiğini, fakir de olsa, sağliklı bir hayatı nasil sekillendirebileceğini kendisinin ve çocuklarının sağlığını nasil koruyabileceğini anlatın. Mutlu bir aile hayatı kurmanın yolları, karı ve kocanın birbirine karşı davranışı ve çocukların nasıl yetiştirileceği konularında eğitim verin.
Gurbette yaşadığı dönemde Petrov'un çalışmalarının konusu ve ruhu değişmemiş, bu kez konusu ve ruhu değişmemiş, bu kez Yugoslavya ve Bulgaristan gençliği kendisi için umut kaynağı olmuştur. Son çalışması olan ''Bulgar Gençliği" adlı eserde aşağidaki satırlar yer almaktadır:
Dünya tarihinde görülmemiş deprem ve sarsıntıların, dev bir ülkenin çöküşünün ve büyük hayallerin yikilişinin canli şahidi olarak, vatanınızın kurucuları görevini üstlenecek olan sizlere sesleniyorum:
Milli servetin, halk vicdanı ve millet aklının kurucusu olabilmek için çaba gösterin. Hayatta istediğiniz mesleği seçebilirsiniz; örneğin profesör, doktor, işçi, bilim insanı, tüccar, subay, din adamı, memur, köylü veya bakan olabilirsiniz, bu sizin yeteneklerinizle ve şartlarin uygun olup olmamasıyla ilgili bir durumdur. Fakat şunu hiçbir zaman unutmayın: Vücudunuz, aklınız ve ruhunuzun sahip olduğu bütün gücü vatanınıza ve halkınıza adamalısınız."
Sinema tarihinin en ünlü komedyeni Charlie Chaplin bir röportajında şöyle der;Küçük bir çocukken babamla bir sirk şovunu izlemeye gittik. Bilet sırasında uzun bir kuyruk vardı ve önümüzde anne-baba ve 6 çocuktan oluşan bir aile vardı.Fakirlik hallerinden belliydi, elbiseleri eski ama temizdi. Çocuklar sirkten bahsederken çok mutlu görünüyordu.Onların sırası gelince, babaları gişeye geçti ve bilet fiyatını sordu. Gişe çalışanı ona bilet fiyatını söyleyince adam kekelemeye başladı ve dönüp karısının kulağına birşeyler fısıldadı.Mahcubiyet yüzünden kolayca okunuyordu.Birden babam cebinden 20 Dolar çıkardı ve yere attı. Sonra da eğilip yerden aldı ve adamın omzuna dokunarak şöyle dedi;
“Paranız düştü beyefendi..”Adam babama baktı ve gözleri dolarak “Teşekkür ederim efendim” dedi.Onlar içeri girdikten sonra babam beni elimden çekti ve kuyruktan çıktı. Çünkü babamın adama verdiği 20 Dolardan başka parası yoktu.O günden beri babamla gurur duyuyorum ve o 2 dakika benim hayatımda izlediğim en güzel şovdu. O gün izleyemediğim sirk şovundan eminim daha güzeldi...
(Alıntı)