Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İmran

Sabitlenmiş gönderi
"Kendi yaşamınızı tam anlamıyla yaşadınız mı? Yoksa yaşam mı sizi yaşadı?"
Sayfa 348 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aklımdan yapmayı geçirdiğim her şeyi günün birinde mutlaka ve nasıl olsa yapacağıma inandığım zamanları...
Sayfa 9 - APRIL YayıncılıkKitabı okuyor
%23 (44/188)
Sıcak Kafa
Sıcak KafaAfşin Kum
7.4/10 · 1.396 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
480 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
Merhaba Hikmet Bey, Henüz okudum hikayenizi. Çok üzüldüm... Ama kendime. Sevgi ve saygılarımla. Hayatla yüzleşmelerin etkisinden kurtulamayan okuyucunuz.
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202230,9bin okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
·
39 günde okudu
Kitleler Psikolojisi
Kitleler PsikolojisiGustave Le Bon
8.2/10 · 3.696 okunma
Reklam
Peki, kısıtlı veya yeteneklere uygun şekilde kısıtlanmış bir oy hakkıyla kitlelerin verdikleri oylarda gelişme görüleceğini mi varsaymalıyız? Bunun doğruluğunu bir an için bile düşünemem. Bunun sebebi de terkibi ne şekilde olursa olsun toplulukların zihnî seviyelerinin düşüklüğüne dair daha önce söylediklerimde görülebilir. İnsanlar kitlenin içinde daima eşitlenirler ve umuma dair meseleler söz konusu olduğunda kirk akademisyenin oyu, kırk sakanınkinden daha makbul değildir. İmparatorluğun yeniden kurulması gibi genel oy hakkının suçlu bulunduğu hadiselerde oy kullananlar yalnızca âlimler ile eğitimlilerle sınırlandırılmış olsaydı dahi neticenin de- ğişebileceğini hiç zannetmiyorum. Bir kişinin Yunanca veya matematik bilmesi yahut mimar, veteriner, doktor, avukat olması, o kişinin toplumsal meselelerde özel bir kavrayışa sahip olduğu anlamına gelmez. Bütün iktisatçılarımız iyi eğitimli kişilerdir, çoğunluğu profesör veya akademisyendir. Ancak üzerinde mutabık oldukları himayecilik veya çift maden sistemi tek bir genel mesele var mıdır? Bunun sebebi, kişilerin sahip oldukları ilmin, aslında toplumsal cehaletin epeyce seyreltilmiş hâlinden ibaret olmasıdır. Çok sayıda bilinmezin devreye girdiği toplumsal meseleler karşısında bütün cehaletler eşitlenir. Dolayısıyla seçmenler sadece ilim sahibi kişilerden oluşsaydı da bu kişilerin oyları bizi şimdikinden daha iyi bir sonuca ulaştırmazdı. Onlar da kendi hislerine veya destekledikleri partinin ruhuna göre hareket edeceklerdi. Halihazırdaki güçlüklerin hiçbirinden kurtulamayacağımız gibi bir de kastların ağır zorbalığına maruz kalırdık
Sayfa 185 - Karbon KitaplarKitabı okudu
Hakiki zorbalık, insan zihni üzerinde bilinçsizce tatbik edilenidir çünkü kendisiyle mücadele edilemeyecek yegâne zorbalık türü budur.
Sayfa 145 - Karbon KitaplarKitabı okudu
480 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay
9/10 · 30,9bin okunma
İsa hakkında çok övücü ve çok yerici sözler etmenin bir farkı yoktu. Onu değerlendirmek, aslında ona ihanetti. Bütün mesele, onun yanında olabilmek, onunla birlikte nazariyesini savunabilmekti. Değerlendirmek! Ne kadar boş bir söz. Değerlendirmek, kaçmaktır; değerlendirmek, yalnız bırakmaktır; yaşantısının ağırlığına dayanamayan birini, yaşarken öldürmektir.
Sayfa 444 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Çoğunu güldürmüşüm bir zamanlar; bu yüzden, beni gülerek karşıladılar. Oysa ben insanları ağlatmak istiyordum. Hiç olmazsa ben ağlayabilseydim. Babamla annemin sağ olduğu sırada bize çamaşıra gelen bir Fatma Hanım vardı, radyoda okunan mevluda ağlardı. Sonra annem de katılırdı bu ağlamaya. Ben onları paylardım. 'Sen anlamazsın,' derlerdi. Gerçekten anlamıyordum. Nasıl ağlıyorlardı, hiç bir şey anlamadıkları halde? Şimdi ben de, söylediklerimi anlamasalar bile bana ağlamalarını istiyorum. Belki de sözlerimin tam anlaşılmamasını, gene de benim için ağlanmasını istiyorum. İnsanları ağlatmanın bu kadar güç olduğunu bilmezdim. Aslında, kendimi de ağlatamıyordum.
Sayfa 424 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yalnız başını ve sonunu hatırlıyorum albayım. Arada ne yapıyorum acaba?
Sayfa 388 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
İyi romanların okuyucusu olmaktansa, kötü romanların kahramanı olmak istiyordu.
Sayfa 379 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
İnsan korktuğu halde yaşıyor. Bir şeyler yapmak istediği için, korkunun gölgesinde kendini oradan oraya vuruyor.
Sayfa 378 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Herkes, işini beceriyor. Herkes, zor zamanlarında istemediklerini görmüyor. Ben, boş yere kendimi ele veriyorum.
Sayfa 376 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Oysa ben, ben olmasaydım da mesela onun gibi bir kitap kurdu olsaydım, bütün kitapları okumuş olsaydım, kitap tozu yutmaktan ciğerlerim bozulmuş olsaydı, kitap tozu koklamaktan burnum durmadan aksaydı, kitap tozundan kaşınsaydım, her bir şeyleri ince ayrıntılarına kadar bilseydim, böyle tık nefes bir aydın olmasaydım, onun gibi davranır mıydım hiç? Karşıma ilk çıkan küçük hesaplı bir kahramanın gözlerine sevgiyle bakar mıydım? Burnundan getirirdim onun. Bütün kitaplarımın acısını ondan çıkarırdım. Ben de, herhalde bu kötü niyetlerim yüzünden bir türlü kütüphane faresi olamamıştım.
Sayfa 359 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Fakat ne yazık ki, insan hayatında trajedi daha çok albayım. İnsan, çarkları tersine çeviremiyor. Ah, ne olurdu bazı sözleri hiç söylememiş olsaydım! Seni, bütün kötülüklerinle birlikte seviyoruz, diyorlar ya, ondan istemiyorum işte. Sevseler de neden hiç unutamıyorlar? Genel af ne zaman çıkacak albayım? Hani bütün sonuçlarıyla suçları affeder ya, ne zaman kavuşacağız ona?
Sayfa 357 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
507 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.