Geçmiş vakitlerin birinde alimin biri, boğazın öbür yakasına geçmek için bir sandalcının yanına gelerek ona sorar:
– Karşıya geçirmek için ne kadar
para alıyorsun?
– Garşuya bir liraya geçürüm efendü.
Alim, sandalcının bu bozuk Türkçe ile verdiği cevabı beğenmez.
– Bu ne biçim konuşma böyle? Yoksa sen dilbilgisi bilmiyor musun?
– Yok ağam,
Bakımsızlık, ilgisizlik, vurdumduymazlık tarihi mirası yok ediyor..
Fotoğraflar bana ait.Dün gezme fırsatım olmuştu.Çok etkilendim üzüldüm paylaşmak istedim.
Çatısında ki beşiğin hikayesini bilmiyorum o da ayrı etkiledi beni.
Her yıl dünya zenginlerinin listesini yayınlayan dergiye adını veren bu köşk Buca’da "Forbest Köşkü"
Bu köşkün hazin bir hikayesi, hatta hikayeleri var. Sırasıyla
Rahatınızı bozmayın :D
İletilerim hoşunuza gidiyo ki takip ediyorsunuz, peki ya neden beğenmiyorsunuz? Hayır yani hiç mi birini beğenmez bir insan.. Canım takipçilerim çok cool sunuz
YA NİYE BEN?
Bakın benim bu uygulamada takipçi kasmak gibi bir derdim yok..(tek derdim -daha öncede belirttiğim gibi- kitap alıntıları paylaşmak ve yeni kitaplar keşfetmek)...sizi de bu yüzden takip etmiyorum. Bir okuru/yazarı neden takip edersiniz?(Benim için böyle; ) Gönderdiği alıntıları beğendiğiniz için, alıntılarından haberdar olmak istediğiniz için yada arkadaşınız diye takip edersiniz..Ama birini (1 günlüğüne bile değil, birde geri takip etmeme rağmen) neden tüm alıntılarını beğenip takipten çıkarsınız ki..
Evet takip etmek zorunda değilsiniz, istediğiniz an takip etmeyide bırakabilirsiniz ama tüm alıntıları beğenip takipten çıkmak nedir¿..
Hayır takipten çıkıyorsan demek ki benim alıntılarımı beğenmiyorsundur.. ama oda değil alıntılarımı beğenmeyen insan takipten çıkmadan önce tüm alıntıları beğenmez..
Yani bunu yapmayın
YAPACAKSANIZDA BENİ TAKİP ETMEYİN..
Amacınız "burada bir sürü takipçim olsun" ise lütfen beni takip etmeyin.. ve başka uygulamalara gidin.
Edebifikir edebi fikir sitesi
Âşıkların Solmaz Bahçesi: Gülistan

“Mana Gülistanının Bülbülü: Sâdî Şîrâzî” dosyamızın beşinci yazısını Ferhat İnan yazdı.
***
Aşk hikâyeleri, edebiyat ve tasavvuf geleneğimizin bitmez tükenmez kaynaklarından birini teşkil eder. Bu hikâyeler farklı dönemlerde, ufak değişiklerle tekrar tekrar görünürler. Ancak ben, bu deryada ilkin ismimin
İyi insan aza şükreder, kötü insan çoğu da beğenmez, kötüye kullanır.
İbrahim Hakkı
https://1000kitap.com/yazar/Ismet-Ozel
Bizler, hayatlarında düşünceye, sanata ve dolayısıyla okuyup yazmaya hatırı sayılır bir yer veren kişiler beğenmiyoruz dünyayı..
Gerek dünyanın aldığı biçimden ve gerekse insan ilişkilerinin cereyan tarzından şikayet etmeksizin geçen günümüz yok sanki. Acaba dünyanın insan elinde kazandığı biçimi beğenmediğimiz için mi okuyup yazmaya daldık, yoksa okudukça ve yazma etkinliğine daldıkça mı dünyayı beğenmez olduk, burada işler yeterince karışık..
ZAMANE KIZI
Çağdaş yaşayan zaman kadını
AVM gezer de dükkan beğenmez
Kininin esiri insan artığı
Nişanlanmak için adam beğenmez
Seni rezil eder yanına varsan
Zelil de olursun bir selam versen
İnsanlık çıkmaz içine baksan
Cemil Meriç: “Kadın Başkası İçin Yaşadıkça Mutludur”
.
.
.
Kadın Ruhunun Anahtarı, Merkezinin Kendi Dışında Oluşu
Ne lüzum var inkâra: Erkek başka, kadın başka.. Herkesin bildiği vücut ve ruh farkları bir yana, kadını erkekten ayıran önemli bir fark var.. Aşağı yukarı ötekilerin temeli bu fark. Kadın özgecidir (diğergam), merkezi kendi
"30 YILLIK İDDET!.."
Ahh benim Naz'lım..
16 yaşında yüzü kapatılıp, gelin ettiklerinde onu; bindiği atın dizginlerini kim tutarsa "acaba benim kocam bu mu?" Diye sorarmış kendi kendine.
Çünkü hayatında bir defa gördüğü bir delikanlı çoktan düşmüş yüreğine.
Eskiden bir kızın sevdalanması susmasından belli olurmuş misali gizlemiş bunu yüreğinin en içinde.