Defne & Emma
"İnsan her şeye hâkim olduğunu sanıyor. Kutsal kitabınız Kuran'ı Kerim'de, "İnsan haddini aşmayı sever.' der. Kendi cehennemimizi yaratmamak lazım," dedi. Emma nasıl bir kadındı ki böyle? Ben kutsal kitabımızın ne dediğini bilmiyordum.
Sayfa 157 - AltınKitaplarKitabı okudu
Defne♤•°
Emma'nın evindeki ilk gecem pek iyi geçmedi. Arkadaki binada, sevdiğim ve beni sevdiğini sandığım insan başka biriyle birlikteydi. Hüzünlendim. Nihat'a âşık olmuş, hiç ayrılmayacağımızı, birbirimizi bırakmayacağımızı, bir olduğumuzu sanmıştım. Kendimi ona ait hissetmek istemiştim. Hep böyle sürecek sanmıştım ama yürümemişti. Nihat'la aile kuracağım derken yüzüme gözüme bulaştırmıştım, onu sevmiştim ama ilişkiyi yürütmeyi becerememiştim.
Sayfa 142 - AltınKitaplarKitabı okudu
Reklam
Beni her gün yeniden şaşırtan kız İçimde bir ışık gördüğünü söyledin ya Aşk olsun sana Tarif ettiğin hayali çok sevdim ben
Daphne ♤•°
"Ne zaman geliyorsun, diye sordu. "Gelmiyorum amca," dedim. "İnsan yurdunda, vatanında olmalı," dedi telefonda. Amcama, "Vatan nedir ki?" diye sordum. "Vatan öncelikle topraktır kızım," dedi. "Üzerinde doğduğun onlara büyüdüğün yerdir. Ailenle, komşunla, eşinle, dostunla ektiğin, biçtiğin, ürettiğin, yediğin, içtiğindir. Ağladığın, güldüğün, konuştuğun, paylaştığındır. Aklında, fikrinde, hücrelerinde, hikâyelerinde sana iz bırakan, senden iz taşıyandır. Köklerimizin; dedelerimizin,ninelerimizin mezar taşlarının olduğu topraklarımızdır. Birikimlerimizdir vatan. Koruyan, kollayandır, korunan ve kollanandır." Amcam çok güzel anlatmıştı. Korunan ve kollanan da tamamdı ama ben korunmuş ve kollanmış mıydım ki? Hem insanın yurdunda olmaması yurdunu sevmiyor anlamı taşımıyordu ki!
Sayfa 51 - AltınKitaplarKitabı okudu
Kenya...
Ne kadar şanslı coğrafyalarda yaşadığımıza şükrettik. Tüm bunlara karşın, gittiğimiz köylerde dinen ve bedenen komşunun komşuya, insanın insana hoşgörüsünü, saygısını gördük. Bir bebeğe, bir çocuğa dokunabilmenin, bir anneyi gülümsetebilmenin insanı ne kadar güzelleştirebileceğini yaşadık. Güvenliğin insan için ne kadar kıymetli olduğunu anladık. Adaletin önemine daha da çok inandık. Bilimin ne kadar önemli olduğunu kavradık. Doğaya saygının, doğanın dilinin ne olduğunu çözmeye çalıştık. Özgürlüğe giden yolun eğitimli toplumlardan geçtiğini gördük. Insan olmanın gerekliğini de öğrenip, Susan'la binlerce yıldızın altında, yanan bir ateşin başında birbirimize yemin ettik. Bir daha hiçbir şey için asla mızmızlanmayacağımıza ve bundan sonra elimizden geldiğince az tüketim yapacağımıza söz verdik. Merhameti yüreklerimize giydirdik, döndük..
Sayfa 42 - AltınKitaplarKitabı okudu
Bana sorarsanız işin özü, çocuk da olsanız ölümün ne anlama geldiğini görmek, acılarından ders çıkarmak. Ölümü görüp acıyı tattıkça hayata daha bir sıkı sarılıyor insan. Yaşamın aceleye getirilmemesi ve yaşamdan tat alman gerektiğini öğreniyorsun. Sevdiğin insanların kıymetini bilmen ve değer vermen gerektiğini öğreniyorsun. Kendi inisiyatifinle kontrol edemediğin şeyler için acı çekmemeyi ve beklenti içinde olmamayı öğreniyorsun. Günü sana verdikleriyle yaşıyorsun. Şükretmeyi ve mutlu olmayı öğreniyorsun..
Sayfa 38 - AltınKitaplarKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.