“Bulamıyorum” dedi yılgınlıkla biri. “Neyi?” diye sordu yanındaki. “Neyi arayacağımı!” dedi yılgın olan. ... Türkiye'de hiçbir fikir grubunun sadece kendi içinde konuşabileceği meselesi kalmadı, herkes her şeyi tersten ya da düzden fena halde vasata bağlayan bir aynılaşmanın gönüllü figüranı... Buna karşılık, hiç kimse bırakınız insana dair zamanlar üstü meselelere kafa yormayı, hayatın gerçek problemlerine çare aramak konusunda bile zerre kadar istekli değil! Gerçek problem nedir? Mesela toprağa temas etmeden büyüyen çocuklar gerçek bir problemdir, mesela üretmediğini tüketmek gerçek bir problemdir, mesela insani sığlaşmanın televizyonlar üzerinden durmadan topluma pompalanıyor olması gerçek bir problemdir, sayıları gittikçe artan tekil dünyalar gerçek bir problemdir, kültürel anlamda genel geçer olanın köklü olanı yavaş yavaş tedavülden kaldırıyor olması gerçek bir problemdir. Bu listenin sayfalar boyunca sürdürülebilir olması da ayrıca gerçek bir problemdir. “Senin asıl derdin ne biliyor musun?” dedi gözlerinin içine bakarak kır saçlı olan. “Hayır, bilmiyorum!” dedi diğeri tedirginlikle. “İşte bu!” dedi kır saçlı olan. ... Sanki birileri çevremize devasa bir daire çizmiş, ne yapıp etsek dışına çıkamıyoruz! ... “İnsan hakikati aramazsa” dedi meczup, “hakikat, kendine başka bir insan bulur!” Gökhan Öccan
Toplumdaki ahlaki çöküntü; insanlığın erdeme duyduğu ihtiyacın zamanla azalması birçoğumuzu insanlardan uzaklaşma, yalnız kalma ve huzur arayışına itmiş durumda.insanlar birbirlerini giydikleri kıyafetlerine, mesleklerine, maaşlarına ,bulundukları etnik kökene, siyasi görüşe göre yargılamakta böylece insanlık geri plana düşmekte 'evrensel' değerler göz ardı edilmektedir.insana dair en yüce duygular: hoşgörü, adalet, sevgi, saygı, kişiyi bulunduğu konumda kabullenme, fedakarlık artık toplumda pek az duyduğumuz kavramlar olmuştur. Bunların yerini ne yazık ki rüşvet, hırsızlık, adam kayırma,şucu, bucu gibi kavramlar almış halkın zihni bulandırılmıştır.
Reklam
"Mevcut sistemin en şeytani yönü, bireyi doğru kararları verirse başarılı olacağına dair gerçekçi olmayan bir düşünüşe inandırmasıdır. Zaten bir insana, onu yaşadığı sorunların nedeninin verdiği yanlış kararlar olduğuna inandırmaktan daha büyük çok az kötülük yapabilirsiniz. Bu denklemin özünde bireyi önce hür irade aracılığıyla tanrılaştırıp, sonra iradesinin yetersizliğiyle yüzleştirerek mekanikleştirmek vardır. Bu bağlamda bence insanoğlunun başına gelen en kötü şey, son yüzyılda hatalarının sonuçlarını sönümleyecek grup aidiyetinin yok olmasıdır. Grup aidiyetini yitiren insan, en fazla kendi kararlarının sonuçları kadar özgürdür, modern insan kendi iradesine hapsolunmuş durumdadır..." alıntı
İnsanım ve insana dair hiçbir şey bana yabancı olamaz. Terence
İnsana dair hiçbir şey şaşırtıcı olmaz. ( Medyadan alıntı )
HASAN KANTARCI’YLA “YOLLARIN İZİNDE”… M. NİHAT MALKOÇ Herhangi bir kimsenin, daha çok bir edebiyatçının gerek yurt içinde gerekse yurt dışında gezip gördüğü yerlerdeki toplumları, kentleri, mekânları, yaşayışları, âdet ve töreleri, gelenek ve görenekleri, doğal ve tarihî güzellikleri, ilgi çeken değişik yönleri edebî bir üslupla kaleme alarak
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.