Emerson'un modern zamanlarda Türkçe'ye çevrilmiş ilk kitabı. Elimde 50'lerde yapılmış cep kitapçıkları da var. Emerson'un bu ülkede tanınmıyor oluşu çok büyük kayıp. Gerçi siz onu özlü sözlerinden tanıyor olabilirsiniz, zira satır aralarında muhakkak bir sözüne rast gelmiş olma olasılığınız var. Neyse benim yorumum biçare siz okuduğunuzda ancak anlayabileceksiniz dile getiremediklerimi...
Zihnin içgüdüsü, doğanın amacı, tarihin işaret veren öykülerini kullanışımızda kendi sırlarını ele verir. Zaman, parlayan gökyüzüne savurur gerçeklerin katı köşeliliğini.
Sözcüklerin çoğunun kökeni unutulmuş olsa da, her sözcük en başta dahiyane bir fikirdir, o an onu ilk telaffuz eden ve dinleyene dünyayı simgelediği için geçerli hale gelmiştir. Etimolog, en ölü sözcüğün dahi bir zamanlar göz kamaştırıcı bir resmi olduğunu bilir. Dil, fosil haldeki şiirdir.
Sadece sıkıcı insanlar sıkılır.
Sadece yanlış bayraklar dalgalanır.
Size Tanrı olmadıklarını söyleyen insanlar aslında aksini düşünürler.
Tanrı başarısızlıkların bir icadıdır.
Dallas'tan geçtim ve Pasadena'da aylaklık ettim.
Anam ağlamadı çünkü ağlatacak kimse yoktu.
İki boy aynasını tuzla buz ettim ve beni hala arıyorlar.
İnsanın asla girmemesi gereken mekanlara girdim.
Acımasızca dövülüp ölü diye bırakıldım.
Kafatasımda cop darbelerinden oluşmuş bir sürü yumru var.
Melekler korkudan altlarına kaçırdılar
Harikulade bir insanım.
Siz de öylesiniz
O da öyle
Günesin sarı nabzı ve dünyanın görkemi de.
Gövdenin içinde bir başka can saklamanın,bir yerine iki olmanın eşsiz bir görkemi var.Kimi zaman engin bir utku duygusu doluyor insanın içine ve bu utkuyla birlikte gelen dinginliğin içinde sana hiç birşey dokunamaz.
"Her insan, evrensel aklın vücut bulmuş bir başka halidir. Özel olarak yaşadığı her yeni olay, büyük insan topluluklarının yaptıkları üzerine ışık tutar,hayatındaki buhranlar ise ulusal buhranları işaret eder."
"Her devrim, önce bir insanın zihninde düşüncedir,aynı düşünce bir başkasının da aklına gelince, o çağın anahtarı olur. Her köklü değişiklik, önce özel bir görüştür, bir kez daha özel bir görüş olunca, o zamanın sorununu çözecektir."
Deha sebep-sonuç ilişkisine dayalı düşünceyi inceler ve her şeyin ta menşeinde, bir küreden çıkan ışınların, düşmeden önce sonsuz çapa ayrıldığını görür.