Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ancak anılarından kaçan kişi gerçek anlamda korkaktır.
Bazı insanlar başkalarının acısını o kadar çok hissederler ki, bunun dışında hiçbir şey hissetmezler. Bu arada yaşamayı sürdürürler, yapa­bildikleri yerde kendi acılarından kaçarlar, ve ilerlemeyi pekâlâ da iyi başarırlar. Acaba böyleleri, insanların en kurnaz olanları mıdır? Acıya ilişkin ince duyarlılıkları, belki de onların acıyı zamanında davranarak, böylece acının kokusunu daha iyi alarak, kendilerinden uzak tutmaları amacına mı hizmet etmektedir. Acı antenleri mi söz konusudur?
Reklam
Sen gittiğinden beri onların her gün çağırmayı sürdürdüklerini düşünmek, sen şimdi burada otururken körlerin seslendiklerini düşünmek: Allah! Allah ! Allah!
İnsanın hükmettiklerinden vazgeçmesi nasıl öğrenilebilir? El, duygu­lar körelmeksizin nasıl açılabilir? İnsan, tanış olduğuna, onu yanına gelmeye zorlamaksızın nasıl özlem duyabilir? Sahip olduğunu yıkmaksızın, ondan nasıl vazgeçebilir?
Vahşi hayvanları terbiye etmek için burunlarına üflüyor. Hayvan ter­biyecisi bunu bana söylediğinde, birisi benim kulaklarıma üflediği zaman ne kadar yumuşadığımı ve uyuştuğumu anımsadım.
Frenleyici hiç açlık çekmiyor, kendini hiçbir şeyden yoksun kılmıyor, ve herhangi bir zaman bir şeyi çok fazla istediğinde, belli etmeksizin sırtını dönüp istediği şeyi unutuyor.
Reklam
Bu "sonrasızlar" arasında her türlüsüne, çocuklara, adamlara, kadınlara, yaşlılara rastlanıyor. Belli bir üstünlük duyguları var, onlara artık hiçbir şey olamaz. Yıllarına duydukları ilgiyi yitiriyorlar, bir kez ikinci ana döneme vardıktan sonra, artık hesaplamayı bir yana bırakıyorlar ve nereye varmışlarsa, o olarak kalıyorlar. Süreklilik­lerinin ayrıcalıklarına sahipler, birbirlerini tanıyorlar ve özel bir saygıyla selamlıyorlar.
Çevresindekiler birer birer öldükçe insanın içine yerleşen dinginlik, korkunç bir şey. İnsan tümüyle edilgin oluyor, darbelere artık karşılık vermiyor, ölüme karşı savaşta bir pasifist oluyor ve ölüme öteki yanağını ve en yakınındaki insanı uzatıyor. Dinler, sermayelerini bu bitkinlikten ve zayıflıktan biriktirmekteler.
Çemberin dönüştüğü ahlâki kare?
Zafer kazanmak, hayatta kalmak demek. Yaşamayı sürdürmek, ama buna karşın zafer kazanan olmamak -nasıl başarılabilir bu?- Çemberin dönüştüğü ahlaki kare.
Reklam
Ev qas têra îro heye bifikirim bi baldarî
Benim için en güç anlaşılır olanı, en yüksek olan oyun, yani hayat denen kumardır. Belki de fazla meraklıyım ve fazla mucize tutkunuyum; sürekli olarak beklenmedik olanı bekliyorum. Bildiğim ya da istediğim, benim için ancak iptal edildiğinde veya çürütüldüğünde asıl değerine kavuşuyor. Her yönün hedefinde, gizli olarak Öteki durmakta, ona ilişkin olarak sadece şaşırtıcı olacağını duyumsuyorum. Onu, kendini ansızın farklı bilsin diye biliyorum. İradem benden sapsın diye istiyorum. Bütün bunlarda, ne türden olur­sa olsun, herhangi bir sonu düşünebilmemi olanaksız kılan bir zengin­lik var. Bir son yok, çünkü her şey giderek çoğalıyor. Bana göre asıl insan, hiçbir sonu tanımayan insan, bir son olmamalı, ve bir son icat etmek de tehlikeli.
Kimsenin değil, kendi'nin canavarı olmak
Bazıları, korkuyla delik deşik olmuş gözüpek yaradılışlar, kendi depremlerini yaratırlar. Başkaları, sanki bir rüyadaymışçasına tehlike­li yerleri bulurlar; bunlar, sessiz peygamberlerdir. Ancak, yaşamlarının zorbalığında fazla ileri giden, yollarına zayıf ve çok uzaklara doğru devam eden kurbanlar da vardır, ta ki yıkım onlara yalnız başlarına rastlayana kadar, ve o zaman her şey, onlar için anlamsız bir biçimde, yani hiçbir tanık bulunmaksızın, son bulmuş demektir.
Yapılmıştır
Kendimi bütünüyle ben olana kadar parçalamak istiyorum.
Neyi anlatabilir ki insan, büyük bir utanç duymaksızın? Elias Canetti / İnsanın Taşrası
Ben, kendininki dahil, hiçbir ölümü sakin karşılamayan birini görmek isterdim; duyduğu bu nefret yüzünden, memnuniyetsizliğin kalıcı nehrine hep dolu bir yatak hazırlayan birini görmek isterdim; o uyuduğu sırada bazıları artık hiç uyanmadıkların­dan uyuyamayan birini, o yemek yediği sırada bazıları kendileri yem olduklarından yemek yiyemeyen birini, kendisi severken başkaları bir­birlerinden koptuklarından sevemeyen birini görmek isterdim.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.