Bedenimizi mi dinlesek yoksa beynimizin altında mı ezilsek?!
Ayak varmak istediği yere gitmek ister, dil muhabbet etmek ister, göz bakmak ve şaşırmak ister, kalp huzur ve sevgi ister, beyin düşünmek ister, ciğerler nefes almak ister, mide yemek ister, dudak öpmek ister,
nereye doğru gidiyoruz bilen var mı söylesin. insandan bıkan insanlık bana doğruyu yanlışı ögretsin. yolcuyuz bu dünya bizi kahrederken izledim bazı şeyler gizli kaldı, diyemedim. duyduklarına yanma, gördüğünden utanmazsa onlaronların yanında kalma, kaynayan kanında varsa asil bir adamı oyna. Bakma banada, ben bu sokaktan geçen bir
Reklam
Ectolife nanesi
Biraz matrix, bol öjeni. Görüntüler elbette cgi. Hakiki olduğunu düşünenlerin varlığı görüntülerin kendisi kadar korkunç. Pikselli ekrandan koku sızar mı? Sızıyor. Yalnızca Türkiye'de değil, tüm dünyada haberleştiriliyor. Burun direğim sızlamakta buram buram kokan korkudan. İnsanlığı aşmak konsepti gerçek olmadan önce insanlığın küçüleceğini öngörüyorum. Küresel bir reset. Neticesinde de, binlerce yıllık felsefe geleneğinin insana biçtiği don yırtılacak. Varlığın amacının; arzuların tatmini ve neticesinde duyulan mutluluk olduğunu söyleyenlerin kıçlarımıza geçirdikleri o plastik don. Uysal uysal, doğayla uyum tekrar varlığın amacı olacak gibi ve doğal neticesi de mutluluk getirecek gibi. Filozoflar belki de yanılmadılar, biçtikleri donu kıçımıza değil de kafamıza geçirdik sanki. Neyse, bu ectolife projesi aklıma Battlestar Galactica'yı getirdi. Gelişen ve ilerleyen insanlık makinalar yapar, makinalar "bilinç" kazanır ve efendilerini yok etmeye başlar. Ve bu varlık sona erene kadar tekrarlanan bir döngü haline gelir. Dizinin şahane bir mottosu vardı. Aşağı yukarı şöyleydi: "All of this has happened before, all of it will happen again." "Bunların hepsi önceden vuku buldu, ve hepsi tekrar vuku bulacak."
#𝐦𝐮̈𝐳𝐢𝐤𝐚𝐥𝐦𝐚𝐧𝐢𝐟𝐞𝐬𝐭𝐨𝐥𝐚𝐫 "Haksızlık edene isyan ederdin İnsanlık bu değil bu değil derdin Sonunda darbeyi kendin indirdin Sen de mi Leyla, sen de mi Leyla"
" yakın zamanda bir vefat haberi aldık. vefat eden insanın oğlu yaklaşık yarım saat durmadan hıçkıra hıçkıra ağladı, hayatımda ilk defa bu insanın öyle ağladığını görmek beni baya şaşırttı. fakat bir saat sonra misafirlerin nasıl karşılanacağı ve taziyenin nasıl kurulacağını konuştuk... Yaşam böyle bir hiç mi? Sen toparlanıp gidiyorsun sonsuza dek fakat karşılığı küçük bir fırtına etkisi. Bir insanı kaybettikten sonraki günler anlıyorsun yokluğunu der çoğu insan. Evet öyle ama Ölünce ardımızdan kısa bir süre ağlanıp sonra yalnız mı bırakılacağız toprakta... Sanırım hep bunu düşünerek bir şeyler okuyorum, ardımda bir şeyler bırakarak, şu dünyaya iz bırakarak geride kalanlara güzel şeyler bırakmak için elimden gelenin çok daha fazlasını yapacağım artık. Sırf öyle yaşayıp gitmemek için, ardımda kayda değer bir şeyler bırakarak. Sevgi olur, insanlık olur, yazdığım bir kitap olur hele hele en önemlisi bu iken mutlaka sonlandıracağım kitabımı... Ölür ölmez unutulmak istemiyorum. Ve bilmem Hangi filozofun dediği gibi " Eğer ölür ölmez unutulmak istemiyorsak ya yazılmaya değer işler başarmalıyız ya da okunmaya değer eserler yazmalıyız. Tüm hayatım boyunca gayem bu oldu ve hep öyle kalacak. Yaşam adını verdiğimiz sırlarla dolu bu yolu arkamızda güzel şeyler bırakma ümidi ile... @_erxewan_
İyi değiliz gözlük bak durmadan kırmaya çalışıyorlar bizi hiç iyi değiliz iki gözüm, bende can, sende cam bırakmadılar, daha kırılacak ne varsa bizde, gözlüğü olmayanlar çok mu acımasız oluyor ne, çekip alıyorlar seni gözümden, öyle çok eziliyoruz ki gözlük, sen bensiz kırık, ben sensiz karanlık, nerde insanlık bizi bu kadar kırmasalar, di’ mi
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.