Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Merve

Merve
@inunaltravita
Freud haklıydı: Beyinde bilincin ötesinde olan ama hep tetikte bekleyen ve her an bilinçli düşünce sahnesine çıkabilecek olan bir düşünce deposu olmalıydı.
Reklam
Semptomlara yol açan beyindeki fazla elektrik yükü duygusal arınma yoluyla deşarj edildikten sonra, semptomlar düzelip hemen ortadan kayboluyor!
Merve

Merve

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi
Dinsel İnançlar ve Düşünceler TarihiMircea Eliade
9.1/10 · 244 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Acaba çevreme bakmayarak ömrümün ne kadarını geçirmişimdir? Daha doğrusu, bakıp da görmeyerek?
192 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Sol Ayağım
Sol AyağımChristy Brown
8.4/10 · 78,9bin okunma
Reklam
247 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
İnsanın Çaresizliği
İnsanın ÇaresizliğiDavid Benatar
7.5/10 · 42 okunma
Sonuç...
İnsanlığın durumuna soğukkanlılıkla ve tarafsızca bakabildiğimizde, gördüğümüz resim oldukça nahoştur. Fakat insanın çaresizliğini ne kadar berbat olduğunu fark etmekten biz alıkoyan güçlü biyolojik güdülerimiz çoğu insanın genelde bunu nasıl görmezden gelmeyi başardığını açıklar. Bu lanetli bir hediyedir. Cehalet varoluşsal bir ağrı kesicidir fakat insanın çaresizliğinin ağırlığını yeterince hissetmeyenler onu yeni nesillere aktarırlar.
Sayfa 236Kitabı okudu
Eğer intihar yetkin insanların yaşamlarını devam etmeye değer bulmadığı her durumda kabul edilemez olarak değerlendirilseydi bu insanlar köşeye sıkışmış olurdu. Zorla hayatta kalmaları ve hayat onlara ne sunarsa katlanmaları gerekirdi. Müstakbel ebeveynlerin eylemleri sonucunda acı çekecek birini dünyaya getirmeleri yeterince kötüdür. Bu insanlar dünyaya getirildikten sonra yaşamlarını sonlandırma kararlarının kınanması daha da kötü olur. İnsanlara kendilerini öldürmeleri konusunda ahlaki özgürlük verilmemesi onlar için hayati önem taşıyan bir konuda iradelerini yok saymaktır. Bu savın sonuçları sadece insanların karşılaşabileceği menfur koşullarla değil, ciddi anlamda kötü de olsa hayatınsunabileceği görece en korkunç olmayan koşullarla da ilgili. İlk olarak kalitesi mümkün olan en düşük seviyede olan yaşamlarda sıkışıp kalmamız bizim için daha önemliyse de en düşük seviyede yaşam kalitesine sahip olmasa da yeterince nahoş koşullarda yaşamlarını sürdüren çok sayıda insan için de önemlidir. İkinci olarak kişi var oluşunu sonlandırdığında artık yaşamı zorluklarına katlanmak zorunda değildir, bu zorlukların hepsinden kaçınmak mümkündür.
Sayfa 219Kitabı okudu
Dünyaya gelmek zarar göreceğimizin garantisidir. Zararların doğası ve büyüklüğü kişiden kişiye değişiklik gösterir. Fakat çoğunlukla bunlar büyük zararlardır: ezici yoksulluk, kronik ağrı, engeller, hastalık, travma, utanç, yalnızlık, mutsuzluk, kırılganlık ve düşkünlük. Bazen bunlar yaşamın tümüne damgasını vurur. Bazen de yaşama sonradan dahil
Sayfa 219Kitabı okudu
İyimserci yargılar insanlarda o kadar içkindir ki çoğu insan bu yargılara sahip olduğunu inkar eder. Fakat bu inkar müzmin bir inatçılıktan ibarettir. İyimserci yargılarımız olduğuna dair kanıtlar açıktır. Yaşam kalitesinin öz değerlendirmelerinin güvenirliliğini dürüstçe değerlendirmek isteyen herkes bu yargıları gözününde bulundurmak zorundadır. Bu yargının varlığını kabul edenler yaşamlarını devam etmeye değer görmeyen insanların öz değerlendirmelerini daha fazla ciddiye alacaklardır. Kötümserci, depresif ya da herhangi bir nedenle mutsuz olan insanların çoğunun yaşam kaliteleri ile ilgili görüşleri insanlığon ezici çoğunluğunu meydana getiren neşeli iyimsercilerden çok daha güvenilirdir.
Sayfa 211Kitabı okudu
Reklam
Nihayetinde tamamen olmasa da insanın çaresizliğini sorumlusu ebeveynleridır. Onu bu çaresizliğin içine onlar getirmişlerdir. Fakat bir çok insan, çaresizliğine isyan etse de ebeveynlerine onu dünyaya getirdikleri için kin beslemez. Bunun nedeni ebeveyn ve çocuk arasındaki yakın, sevgi dolu ilişki ya da ebeveynlerin onu dünyaya getirirken yeterince bilinçli davranmadıklarının kabulü olabilir.
Sayfa 205Kitabı okudu
İntihar
Uçlarda yaşamak zorunda olanlar için öbek öbek servis edilen kişisel gelişim öğretileri hakaret gibi.
Sayfa 189Kitabı okudu
Ölümlü olmak bir çok insanı oldukça kaygılandırıyor. Hayatlarımızı ölümün gölgesinde geçiriyoruz. Kim olursak olalım, nerede ve ne zaman yaşarsak yaşayalım, ne yaparsak yapalım hepimiz ölüme mahkum olduğumuzu biliyoruz. Bu korkunç farkındalığı ilk olarak küçük bir çocukken ediniyoruz. Bu gerçeği elimizden geldiği kadar bilinçdışına itmeye
Sayfa 186Kitabı okudu
Ölümsüzlük Sanrıları ve Fantezileri
Öncelikle ölümlülüğümüzüm inkarını düşünelim. Gelecekteki belirsiz bir zamanda fiziki bir dirilişe inanmak bu inkârın bir çeşididir. Bu inanç gerçek olsaydı, ölümü yok oluştan ziyade anabiyoz (geçici ölüm) olarak anmamız gerekirdi. Diriltilen insanın ikinci defa ölmeyeceği ya da öldüğü sayıda diriltileceği varsayılırsa, bu durumu bir çeşit
Sayfa 168Kitabı okudu
2.027 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.