Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İrem Özyurt

42 syf.
·
Puan vermedi
Novalis, Alman romantizm akımının öncülerinden biri. Kendi "ben"ine dönmesini de şu satırlar ile özetliyor zaten: "...Uzayda yolculukların düşünü kurarız, oysa uzay bizim içimizde değil mi? Ruhumuzun derinliklerini tanımıyoruz. Gizemli olan, yolunu iç dünyamıza doğru sürdürmekte. Sonsuzluk, bütün dünyalarıyla, geçmişle ve gelecekle, sadece içimizdedir, başka hiçbir yerde değil." Bu yazılar Novalis'in genç yaşta ölen nişanlısı Sophie von Kühn'ün ölümüyle duyulan acının kalemiyle yazılmış. Kendime göre ağıt olarak anlamlandırdığım bu anlatımı biraz pozitife ederek yansıtmış. Doğa tasvirleri ile bana Goethe'nin Genç Weather'in Acıları adlı eserinde kullandığı dili anımsattı ki zaten ikisi de Alman edebiyatının romantizm yazarlarıdır. Yine gece ile gündüz karşılaştırmasında aklıma Cioran'ın bir sözü geldi: "Uyanışta bizi bıkkınlığın başka bir tarzı beklemektedir; akşamınkini unutacak vakti ancak bulmuşken, şimdi de şafağınkiyle didişmek durumundayızdır. Saatlet ve saatler boyunca, beynimiz saçma faaliyetinden kendine hiçbir yarar sağlamazken yatay hareketsizliğin zahmetini çekmişizdir." Kitabın çevirmeni Ahmet Cemal'e ayrıca teşekkür ederim. Yararlı önsözü için ve bana okurken çeviri eser olduğunu hatırlamadığı için.
Geceye Övgüler
Geceye ÖvgülerNovalis · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20212,077 okunma
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
·
31 saatte okudu
Kısa fakat içi dolu dolu bir roman. Peyami Safa bu eserini Şark ve Garp tartışması üstüne kurmuş ve ruh tahlilleri ile güçlendirmiş. Tanzimat döneminden beri yazılan batılılaşma romanları Cumhuriyet döneminde kaleme alınmış Fatih Harbiye romanı ile son noktayı koymuş bana göre. Şark ve Garbı ele alırken Ziya Gökalp'e değinmesi, Neriman'ın babası Faiz Bey'in divan edebiyatı şairlerini okuması, Neriman'ın Dârülelhan'da alaturka bölümde okuması tabii ki tesadüf değil ince düşünülmüş detaylar. Çoğu tanzimat eserinde yanlış batılılaşmayı okuduk, Ziya Gökalp ile Şark ve Garbın birleştirilmesi gerektiğini öğrendik, burada da "Şark ve Garp, mütevasıl kaplardaki su gibi birbirlerinin eksik taraflarını tamamlamak suretiyle, hem bugünkü müthiş kültür buhranını halledecek, hem de yeni terkiplere doğru gideceklerdir." diyerek dönemin sûretini ve ne şekilde daha iyi olacağını özetliyor. Eserde ayrıca kişiler, eşyalar ve mekanlar üzerinden de bu zıtlık çok güzel şekilde aktarılıyor. Kısacası geç kalmışlığın devrini ve bu insanın psikolojisini sade, akıcı bir dille anlatan çok güzel bir eser.
Fatih Harbiye
Fatih HarbiyePeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 202047,8bin okunma
480 syf.
10/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Kitabı bitireli 2 ay oldu ama hâlâ etkisini üstümden atamadım. Hâlâ kitaptan gözlerimi ayırıp 'gerçek dünya'ya dönmenin ürpertisini hissedebiliyorum. Kimilerine göre Martin Eden bir aşk hikayesi. Hayır öyle değil, Martin Eden'ı bir aşk hikayesine sığdırırsak haksızlık etmiş oluruz. Bana göre kitabın omurgasını oluşturan konu sınıf farklılığı. Sınıf farklılığını aşabilmek için Martin Eden'ın tükenmek bilmez hırsını, azmini, umudunu ve çalışkanlığını görüyoruz. Martin Eden bir inciydi sadece kendisinin görebildiği, diğerlerinin görmek istemediği. O hep inandı aslında kendine, yazılarının ne kadar mükemmel olduğunu hep savundu. Aç kaldı susuz kaldı yine de yazdı çünkü aşkına layık olmak istiyordu -ya da sınıf farklılığını aşmak istiyordu- Romanda siyasetten, felsefeden, edebiyattan, sanattan, müzikten ne isterseniz her şey var. Ruh tahlili ölçmek isterseniz yine her tip karakter mevcut. Kitapta kalbimi kıran çok yer oldu ama hiç unutmayacağım bi karakter de kazandırdı. İnsanların kaypaklığını bu kez de burada okumak istiyorsanız buyrun okuyun. Jack London'ın yarı otobiyografik romanı olduğunu bilerek okuyunca da oldukça manidar bir yolculuk sizi bekliyor. Keyifli okumalar.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202391,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
124 syf.
10/10 puan verdi
·
11 saatte okudu
Şiir mi okudum, masal mı okudum yoksa destan mı okudum? Kitap buram buram halk edebiyatı kokuyor. Okudukça bir kez daha şükrettim bu coğrafyaya.Ağrı dağının eteklerinde gezdiren, Ağrı dağının keskin kokusunu duymamı sağlayan, Ağrı dağının öfkesini hissettiren, dengbejlerin ve bilurvanların sesini duyabildiğim destansı bir aşk destanı okudum ve iyi ki okumuşum. İyi ki bu topraklardan bir Yaşar Kemal geçmiş. •Bütün bir ömrün mutluluğu bu kadar az süren bir sevgide kalacaktı. Bütün bir ömür dönüp dönüp bu gecenin tadını yaşayacaktı.•
Ağrıdağı Efsanesi
Ağrıdağı EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202227,5bin okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
Okumalarım arasına mutlaka bir türk edebiyatı klasiği koymayı seviyorum çünkü benim için bir dinlenme noktası oluyor ve buna hasret duyuyorum. Refet tam olarak bu isteğimi karşıladı diyebilirim, günümüz türkçesi okuduğum için akıcı dil ve kolay olay örgüsü ile tatmak istediğim coğrafyamı ve bu coğrafya insanını, yaşamını, zorluklarını hissedebildim. Garip olan ana karakterin yaşadığı zorluklara değil yan karakterin içinde bulunduğu fedakarlık durumuna gözlerimin dolmasıydı. Kolay bir kitap anlaşılması zor değil ayrıca güzel bir edep kitabı diyebilirim. Üstünkörü bir edep,ahlak,gurur ve azim üzerine bir şey okumak istiyorsanız Refet tam olarak bunları anlatıyor. İçinde yaşadığımız coğrafyadan dolayı insanın kötülüklerini türk edebiyatında daha çok hissedebiliyorum ve buna şaşırmıyorum. Yıllar önce Fatma Aliye'nin kitabında karakter olarak aldığı kişileri şuan günümüzde görünce bana türk edebiyatı klasikleri okumak daha içten geliyor. Belki basit olay örgüleri olabilir fakat mutlaka okunması gereken eserler.
Refet
RefetFatma Aliye Hanım · İş Bankası Kültür Yayınları · 20184,520 okunma
Reklam
324 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Görmek kitabı bildiğimiz üzere Körlük kitabının devamı niteliğinde. Saramago'nun diline alışık olanlar bu kitapta da bol virgüllü bir anlatımla karşılacaklar. Körlük'te nasıl "beyaz körlük" salgını varsa Görmek'te de "beyaz oy" salgını var. Bu kitabı okurken aklıma The Leftovers dizisi geldi, dünyanın %3 bir anda ortadan kayboluyor ama dizi gidenlerle değil kalanlarla işleniyor. Bu iki kitapta da neden körlük olduğunu veya neden boş oy olduğunu anlayamıyoruz. 1.kitapta toplumun feryadını, 2.kitapta hükümetin feryadını okuyoruz ve kafamızda binlerce soruyla kitaba veda ediyoruz maalesef. Aslında konunun açıklığa çıkmaması canımı sıkmıştı fakat yazarın anlattıkları o kadar gerçek ve çarpıcıydı ki asıl konunun da bu olduğunu anladım. Bu iki kitabı okuyacaklara tavsiyem cevap aramak için okumayın çünkü bulamayacaksınız ve gerçeğin yüzü canınızı çok fazla sıkacak.
Görmek
GörmekJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınları · 202218bin okunma
268 syf.
·
Puan vermedi
Karanlık bir tema hakim fakat sizin hayat temanız da bu şekildeyse sıkılmazsınız, uyum sağlarsınız. İnsan ilişkileri midemi bulandırıyor, kimseye güvenmiyorum, kimseyle iyi iletişim için çabalamıyorum bundan dolayı ana karakterdeki ruh hali beni rahatsız etmedi. Çoğu hareketine onay vermesem de "insanlardan uzak olmak istiyorum, bir yeraltı sığınağında yaşamak istiyorum " düşüncesi beni kendine çekti. Ölüm değil istediğim. Hayatta çoğu şeyi sevmiyor olsam bile intihar mantıksız. Bukowski de böyle demiş herhalde. Kitap gündelik yaşamı anlatmaktan çok daha büyük bir şey anlatmış. Ama umarım mutlu ruhlar bunu anlamaz, anlamak istemez.
Ekmek Arası
Ekmek ArasıCharles Bukowski · Metis Yayınları · 20126,8bin okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
Kitap devrim sonrası Mısır' Miramar adında bir pansiyonda kalan kişiler üzerinden politik ve eleştirel yolla bize anlatıyor. Kitabın arkasında yazdığı gibi "Miramar, çeşitlilikle çatışmanın iç içe geçtiği büyük bir ev, bir ülke metaforu." Kitaba başlamadan önce okuması zor,fazla tarihsel bi anlatımı olduğunu düşünüp biraz önyargılı yaklaşmıştım fakat yazar çok sade bir dille bana istediğimi verdi. Mutlaka okunması gereken bir kitap, kişiler üzerinde çok iyi bir inceleme yapabilirsiniz, olaylara romandaki kişilerin gözünden bakmanızı sağlıyor.
Miramar
MiramarNecib Mahfuz · Kırmızı Kedi · 2021707 okunma
88 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kitabı birkaç ay önce elime almış olsaydım eminim bu kadar sarsılmayacaktım, içinde bulunduğum durumun gerçeklerini tokat gibi çarptı suratıma. Hayal ile gerçekliği anlattı bana, hayalin gerçek olunca onun üzerinde atman gereken adımları anlattı. Şiir ile felsefenin bir bütün olduğunu ve ne kadar imkansıza koşulduğunu... Bilinmezlik içinde bir şeyler öğrendildiğini ve öğrenilenin yine bilinmezlik olduğunu, sürekli ve sürekli kendini bulmanın devam eden bir yol olduğunu, ortaya tekrar zamansız bir yolculuk ve zamansız bir sen çıktığını anladım. Gecenin köründe kitaplığımdan hissetmişcesine alıp okuduğum bu kitabı asla unutmayacağım. Oruç Aruoba'nın bende yeri farklıydı, bu kitapla birlikte asla unutamayacağım bir yere ulaştı. Böyle bir kitap ve böyle bir yazar için ne kadar teşekkür etsem azdır.
Hani
HaniOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20184,370 okunma
126 syf.
·
Puan vermedi
Her şeyin mahvolması için aşk iyi bir nedendir diye bir söz var.bu söz kitabın özeti niteliğinde benim için.Geldiği bölgeyi delicesine seviyor Werther,doğa onu büyülüyor,doğa onun sevgilisi.mektuplarında doğaya karşı aşkını apaçık görebiliyoruz fakat bir süre sonra hiçbir şey ona zevk vermiyor..bıkmışlık ve sıkıntı ruh halinde.Lotte ona sevdiğin şeylerden artık tiksiniyorsun diyor.Hiçbir yere ait hissedemiyor artık kendini,zaten bir mektubunda "evet,yalnızca bir gezgin,yeryüzünde bir yolcuyum ben! Ya sizler daha önemli şeylerle mi meşgulsünüz?"diyor. çok güzel bir incelik,çok naif bir aşk onunki.belki de bu yüzden bu kadar yüreğimi dağladı.. kitap normal okuma süreme göre geç bitti fakat asla kötü diyemem,altını çizecek bir sürü cümle bulacaksınız.
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021121,4bin okunma
Reklam
201 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Kitapta başarısız bir intihar sonucu akıl hastanesine yatırılan Veronika'nın orada geçirdiği zaman anlatılıyor.Veronika baş karakter fakat akıl hastanesinde ki birkaç hastanın daha hayatına değiniyor.Açıkçası kitap tam olarak beklentilerimi karşılamadı hem yazarın kaleminin hafif oluşundan hem de biraz daha psikolojik bir roman beklediğimden dolayı.Fakat olay örgüsü güzel ve farklı karakterlere yer vermesinden dolayı kitap sıkmıyor.Tabii ki bir Simyacı kadar iyi değil:)
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 201577,9bin okunma
112 syf.
7/10 puan verdi
Gerçek bir yaşam öyküsü.. Yaşamı ne kadar acı olsa da Firdevs'in kişiliğine,güçlü duruşuna ve kendini asla küçümsemeyişine hayran olmamak elde değil.Evli olup köle ve fahişe olmaktansa bekar,özgür bir fahişe olurum diyor.Çok zeki bir kadın ve çevresindekiler de bunun farkında ama hayatına giren her insan onun için bir kötülük oluyor,ona yardım etmek isteyenler Firdevsin küçüklüğünden kendilerini büyük sanıp kendi boş egolarını tatmin etmek için yaklaşıyorlar.Fakat Firdevs tüm çirkinliklerin,iki yüzlülüklerin,çıkarların,yalanların farkında.Yine içsel olarak kendini o besliyor o güçlü kılıyor ve ne kadar acı bir hayat olsa da aslında kendi için bir şeyleri başarıyor.Mutlaka okunup feyz alınması gereken bir kitap çünkü kadınların bu güçlü duruşa ihtiyacı var.
Sıfır Noktasındaki Kadın
Sıfır Noktasındaki KadınNevâl El-Seddavi · Metis Yayınları · 201613,6bin okunma