Bu kitap ile ilgili düşüncelerim çok karışık, bir türlü toparlayamıyorum. Ancak her şeye rağmen, incelenmeye değer bir kitap olduğunu düşünmek istiyorum. Öncelikle kitabı anlatmakla başlayayım. Kitabı okumayanlar, okumasın. !!Spoiler uyarısı!!
Kitap, Alex adlı karakterin ağzından aktarılıyor bize. Alex'in, henüz on beş yaşında bir genç iken
"Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum..."
Sayfa 20 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kısa, akıcı ve çay kahve molasında bile bitirilebilecek bir kitap. Ancak şöyle bir uyarıda bulunayım: savaşın dehşetini, acımasızlığını, iğrençliğini gerçekten iliklerinize kadar hissettiriyor size. Tasvirlerin gerçekliği, durumun dehşetini ikiye katlıyor. İnsanın nasıl insanlıktan çıktığını, savaşın insan psikolojisi üzerindeki o etkisini gerçekten oldukça etkili bir şekilde aktarıyor yazar. Okurken o cinnet havası, o kızıl atmosfer ve hatta bunun insanı delirtişi gerçekten çok etkiledi beni. Puanım 8/10 çünkü yüreğim kaldırmadı gerçekten bu kitabı.
Kızıl KahkahaLeonid Andreyev · İş Bankası Kültür Yayınları · 20195,3bin okunma
Jung'dan okuduğum ilk kitaptır kendisi. Ona ve bakış açısına hiç hakim olmayarak birden okumaya karar verdim bu kitabı. Kitap ilk olarak, "Arkaik İnsan" başlıklı bir makalesiyle başlıyor. Bu makalede modern insan ve arkaik insanın ayrımını yapan, farklılıklarını gösteren Jung, aslında modern insanın içinde arkaik olan bir tarafın da olduğunu savunuyor. Bu, aslında bu eserden bağımsız bir makale.
Keşfedilmemiş Benlik kitabının asıl başlangıcında ise Jung, modern insanın bireyselliğinin nasıl kitleler karşısında yok edildiğini ve önemi kalmadığını açıklıyor.
Kitle Zihniyetinin Dengeleyicisi Olarak Din isimli bölümde din ve devletin ortak yönlerinden, kitle zihniyetini kontrol altına alma-dengelemedeki rollerinden bahsediyor.
Bu kitapta, birey tek başına değişmedikçe toplumun değişmeyeceğini, bu değişim sürecinin ise hiçbir koşulda yavaşlatılıp hızlandırılamayacağını söylüyor bize Jung. Onun insanın kaderi, bireyselliği, geleceği için endişelerini dile getirdiği bir kitap olduğunu söylememiz mümkündür. Gayet sade, akıcı, konuşma dilinde ele alınmış ve aşırı derecede terimlere boğulmamış kolay okunan bir kitaptı. Jung'a bu kitapla başladığım için mutluyum.
Diktatör devlet bireyin haklarını elinden almakla kalmaz, varlığının metafizik temellerinden yoksun bırakarak bilfiil ayaklarının altındaki zemini de kaydırır.