Işıl AKTÜRK GÜNEŞ

Işıl AKTÜRK GÜNEŞ
Bir kitabı okumaya başladı
De ki İşte
De ki İşteOruç Aruoba
8.2/10 · 4.976 okunma
Reklam
70 syf.
·
Puan vermedi
Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor
Rahel Tanrı’yla HesaplaşıyorStefan Zweig
8.2/10 · 19,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
400 syf.
·
Puan vermedi
·
38 günde okudu
Ölü Erkek Kuşlar
Ölü Erkek Kuşlarİnci Aral
7.7/10 · 936 okunma
“Aşk, büyüklerin oyunu, yeniden çocuklaşmak, büyü, rengi atmış yaşamlarımızın çocukluktaki parlak renklerle dolu dünyaya dönüşmesi birden.”
Sayfa 247Kitabı okudu
Reklam
“Yaşadığımız dünyada her şey kesin çizgilerle belirlenmiş sanki. Var olan roller, kalıplar, yargılar, düzenler ve düzensizlikler içinde, kendi çizgimizde dümdüz yaşayıp gitmeye çalışıyoruz. Yanlışlıklar yapmaktan çok korkarak alışılmış oyunları oynuyoruz. Aynı saatlerde aynı yollarda işe gidip geliyoruz. Hiç düşündün mü her şey ne kadar aynı. Çevremizde aynı insanlar, aynı kaygılar, aynı sıkıntılar ve sevinçler. Durmadan konuşuyoruz ama ne konuşuyoruz? Evlerde, lokanta ve barlarda, sokaklarda, parklarda, hatta düşlerimizde bile, konuşarak bu aynılıktan kurtulmayı umuyoruz. Ben, diyoruz, ben böyleyim, böyle severim, şöyle isterim, bunu yaparım. Dondurulmuş düşünceler, belletilmiş öğretiler ve sınırlı seçeneklerle oluşturulmuş bir dünyada dibe batmamak için çırpınıp duruyoruz böylece. (...) Bu karmaşa içinde inceliklerimizi derinlere itiyoruz. Evet, içimizde, incecik, çocukça bir ruh, binbir renk, büyü, düş ve binlerce anı gizli. Bunları ortaya dökmekten korkuyoruz. Aykırılık ve kınanma korkusuyla bütün bunlar bizde yokmuş ya da çoktan yitirmişiz gibi davranıyoruz. Büyümek ve düşlerimizi yitirmek en büyük erdemmiş gibi sanki. Ama belki de gerçekten yitiriyoruz gündelik yaşamın yalın kaygıları içinde de farkında bile olmuyoruz, nasıl, ne zaman yitirmiş olduğumuzu.”
Sayfa 246Kitabı okudu
Sofra
“Kimin sofrası büyükse onun, sofrasını çaldığı biri vardır. Ama ki­min sofrası çok büyükse onun, sofrasını çaldığı bir toplum vardır.“
sus
“Ağzı olanlar susmaz. Konuşur, bağırır, haykırır onlar. Ama aslolan susmaktır. Ağzı olanlar değil, düşüncesi olanlar susar.”
Konuşmamak
“İki kişi konuşmaz: Biri hiç düşünmeyen, biri çok düşünen.”
Sayılarla Düşünmek
“Sayılar yürüdükçe, 2, 3, 4, 5. . . oldukça her sonraki sayı; kendin­den öncekilere borçlanmış demektir. Kendinden öncekilere borcu olmayan, borçsuz olan "1" en mutlu sayıdır.“
Reklam
Bir Ayaklanmanın Yıldönümünde
Seçim kaç yılda bir olursa olsun toplumu yönetenler her sabah yeniden seçildiklerini bilmelidirler. Bu duygudan ayrıldıkları gün toplum dikilir karşılarına. * Her ayaklanmanın bir gerekçesi vardır. Toplum, ayaklanmadan çok önce bütün durumlarıyla söyler bunu. Toplumu yönetenler duymamazlık, anlamamazlık içinde kalırlarsa gerekçesini ayaklanmasıyla uygular toplum. * Toplumu yönetenler "arada bir" kendilerini toplumun iş başına getirdiğini unuturlar. Kendi çıkarları için çalışmaya başlarlar. İşte toplum uyarır onları "arada bir".
Güç
Güç, istemenin kımıldanışıdır. * Savaşı yapan güçtür. Ama barışı yapan daha büyük bir güçtür.
“O gece eve döndün, hemen yattın ve her şeyi unutmak ister gibi çabucak uyudun, diyor Su. Sen zaten en zor zamanlardan böyle kaçarsın.”
Sayfa 191Kitabı okudu
Leke Denilen
Leke nedir? Tuttuğumuzdan, değdiğimizden sonra, bizde kalan. Kara belki, ak belki. * Lekelerimiz "ak"sa ne mutlu. Tuttuklarımızın, değdiklerimizin bize bıraktığı aklar an kılar bizi. * Leke yavaşça bulaşır. Belki belirsiz bir tadı bile vardır her lekenin. * "Ak" lekeleri biz öderiz. Kara lekeler "öder" bizi. * Biz kendi kendimizi lekeleriz. Hiç kimse, hiç kimseyi gerçek an­lamıyla "lekeleyemez". * "On parmağında on leke" derler. Bu, herkesi lekelemek isteyenlerin lekeli olduklarını anlatır. * Çoğu kez böyledir: Birisi birisini lekelerken kendi tuttuklarına, değdiklerine bulaşır, lekeler kendini. * Lekelemek bize kolay gelir. Alırız bir karayı, atarız kızdıklarımızın üstüne. Leke, oraya varır mı varmaz mı, bu bir "yerini sevme" ko­nusudur. Ama avuçlarımız attığımız karayla doludur artık. * Yerini sevmesi, lekenin bulaşabilmesi için ilk gerektir. Attığımız lekeler "yerini sevmezse" çabalarımız boşunadır hep. Orada kalmaz leke, tutmaz leke. * Lekenin tutması, bulaştığı yerde, küçük bile olsa, bir alan bula­bilmesiyle oranlıdır. Değilse, bin yıl çabalasak karanın yeri yoktur ak üzerinde. * Geceler lekelerimizi saklayamaz. Tam tersine, büyür geceleyin lekelerimiz. * Bir özelliği de bulaştığı yerden artık hiç çıkmamasıdır lekenin. Lekeleri yok edemez ölüm bile.
2.756 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.