“Kurumuş, kokusuz bir çiçek gördüm
Sayfaları arasında bir kitabın;
Bu unutulmuş çiçek, tuhaf hayallerle
Doldurdu ruhumu ansızın:
Nerede açtın? Ne zaman? Hangi baharda?
Ömrün ne kadar sürdü? Kim kopardı seni?
Yabancı biri mi, tanıdık bir el mi?
Ve neden konuldun buraya?
Tatlı bir buluşmanın anısına mı?
Uğursuz bir ayrılığın ya da?
Yoksa baş başa bir gezinti miydi
Issız kırlarda, gölgeli ormanda?
Ve yaşıyor mu onlar bir yerlerde?
Ve acaba neredeler şimdi?
Yoksa solup gittiler mi artık?
Şu gizemli çiçek gibi.”