"Mü'minin durumu gerçekten gipta edilme ye ve hayranlığa değer. Çünkü her hâli kendisi
için bir hayır vesîlesidir. Böylesi bir haslet, sâdece mü'minde vardır: Mü'min, sevinecek olsa, şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir belâ gelecek olsa, sabreder; bu da onun için hayır olur."
(Müslim, Zühd, 64)
"Allah Teâlâ'nın yarattıkları ve nimetleri üzerinde tefekkür edin, fakat Zât'ı üzerinde düşünmeyin! Zira siz, O'nun kadrini (lâyık olduğu şekilde) asla takdir edemezsiniz."
(Bkz. Deylemi, II, 56: Heysemi, I, 81: Beyhaki, Şuab, 1, 136)
...Kur'ân'ın tespitlerine rağmen gerçekleştirilen bütün araştırma faaliyetlerinin neticesinin hüsran ve acziyeti kabul olduğunu, yine dönüp dolaşıp Kur'ân'ın bildirdiği hakikatlere teslim olmaktan başka bir çare bulunmadığını gösteren, tipik bir misaldir.
Aynen bunun gibi, Allah'ın zâtının mahiyetiyle ilgili hakikatlere ulaşmak da insan aklının takati dışındadır. Bu husustaki faaliyetlerin neticesi de, benzer bir hüsrandan başka bir şey olmayacaktır.
_Türk olarak arabistan'a gidiyorsun. İnsanlar seni Türkçe selamlıyor; camilerden her gün Türkçe dualar yükseliyor; senin toprağını kutsal kabul edip senin gibi giyinmeye, düşünmeye ve konuşmaya çalışıyorlar. Yerde Türkçe bir yazı, örneğin Türk malı bir çikolatanın ambalajını görünce öpüp yerden alıyorlar. Okullarında senin tarihin,
Batı felsefesine duyulan hevesinin temel sebebi İslam dünya görüşünün ihtişamından layıkıyla haberdar olunmamasıdır. Bu hal güneşi bilmeyenlerin rastladıkları cılız bir mum ışığına hayranlık duymalarından farksızdır.