Hasret
Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli
Belini sarmayalı
Gözünün içinde durmayalı
Aklının aydınlığına sorular sormayalı
Dokunmayalı sıcaklığına karnının
Yüz yıldır bekler beni
Bir şehirde bir kadın
Aynı daldaydık aynı daldaydık
Aynı daldan düşüp ayrıldık
Aramızda yüz yıllık zaman
Yol yüz yıllık
Yüz yıldır alacakaranlıkta
Koşuyorum ardından
Her şey akar, hiçbir şey yer yerinde durmaz; her şey tükenip gider, hiçbir şey sabit kalmaz... Soğuk şeyler ısınır, sıcak şeyler soğur; ıslak şeyler kurur, kuru şeyler ıslanır... Şeyler dinginliği ancak değişimde bulur.
Sonuçta kötülüklerle kaplı dünyada , iyilikler , gün yüzüne çıkmaya fırsat bulamayan kardelenler gibi boynu bükük kaldı karlar altında ve ezdik geçtik üzerlerinden , acımasızca.
İnsanlara güven duymak için sağlığından vazgeçmemiş miydi Hatice hanım ? İnsanların onun geldiğini duymaları için gürültülü ve sağlıksız yüksek ölçekler giymişti, huzuru ve mutluluğu bu şekilde bulmuştu .
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Kendisini fark edemeyen sevgilisi belki de en büyük iyiliği yapmıştı Nazım'a.
Oğuz Atay
+ Öyle ya, bu dünya da gelip geçici değil mi?
Dünya'nın yükünü tek başımıza sırtlamamıza gerek yok bizler hamal değiliz, yükü paylaşmayı ve üstümüze düşeni kadar almayı bilmemiz, bilmiyorsak öğrenmemiz gerekir. Bu geçici dünya için kendimizi yormamalıyız.
Değer verdiğimiz şeylerin bizim için herşeyden farklı olduğunu bizlere öğretmek için küçük prens'e hasret duymayı göze almıştı tilki. Kendine yazık etti tilki insanların değişmeyeceğini bile bile kendini yakmıştı. :(
İdamlık Genç
Gardiyanla dış kapıya geldiler
Gardiyan: Allah bir daha buraya getirmesin sakın.
Ebazer şaşırmıştı,
+ Bu kapıdan çıkınca tamam mı işim ?
- Tamam ya.
+ Yani şu kapının arkasında dışarı mı var ?
- Evet, haydi yolun açık olsun.
Özgürlük herkese bir kapı mesafesindedir ancak asıl mesele bize en umutsuz zamanda bile o kapıyı açacak Vedat'ı bulmaktır.