İsmail⠀ོ

İsmail⠀ོ
@ismailbey
Sabitlenmiş gönderi
Kaide 1: Denizde Balık olmak istiyorsan sürüye tabi olacaksın Kaide 2: Denizde Kaya olmak istiyorsan suya tabi olacaksın Kaide 3: Denizde İnci olmak istiyorsan kabuğuna tabi olacaksın Kaide 4: Deniz olmak istiyorsan damlalara tabi olacaksın…
Reklam
Bir damla şarap ver Çin senin olsun; Bir yudumu bütün dinlerden üstün. Söyle, ne var dünyada şaraptan hoş? O acıya tatlılar feda olsun. Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz: Kuklacı felek usta, kuklalar da biz. Oyuna çıkıyoruz birer, ikişer; Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz.
Sayfa 41
Ne bilginler geldi, neler buldular! Mumlar gibi dünyaya ışık saldılar. Hangisi yarıp geçti bu karanlığı? Birer masal söyleyip uyuyakaldılar. Bir sır daha var, çözdüklerimizden başka! Bir ışık daha var, bu ışıklardan başka. Hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye: Bir şey daha var bütün yapıtlardan başka.
Sayfa 40

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bu kadeh bir bedendir, cana gebe! Bir yasemindir, erguvana gebe! Hayır; yanlış; ne odur şarap ne bu: Bir sudur, bir su ki yangına gebe! Gökte bir öküz varmış, adı Pervin; Bir öküz de altındaymış yerin. Sen asıl iki öküz arasında Tepişmesine bak şu eşeklerin!
Sayfa 39
Bir taş bulamazsın ki doğu ovalarında Küfretmesin bana da, benim zamanıma da Yüz adım yürü bak, bir dertli insan görürsün: Bunalmış, otura kalmış yolun kenarında. Güneş attı göğe sabah kemendini: Aydınlık padişahı atına bindi. İçin! İçin! diye bağırdı dört yana Canım sabah şarabının müezzini.
Sayfa 38
Reklam
İnciyi isteyen dalgıç olacak; Varı yoğu dosta verip dalacak. Canı avucunda, nefesi göğsünde: Ayağı baş olacak, başı ayak! Girme şu alçakların hizmetine: Konma sinek gibi pislik üstüne. İki günde bir somun ye, ne olur! Yüreğinin kanını iç de boyun eğme.
Sayfa 37
Bir kuş gördüm yüce Tus kalesinde, Keykâvus’un kafatası pençesinde. Sorup duruyor kafaya: Hani? Nerde? Adamların, davul dümbeleğin nerde? Şu testi de benim gibi biriydi; O da bir güzele vurgun, dertliydi. Kim bilir, belki boynundaki kulp da Bir sevgilinin bembeyaz eliydi.
Sayfa 36
Şarap sen benim günüm güneşimsin! Öyle bir dolsun ki seninle içim. Bir bildik görünce beni sokakta: Ne o şarap, nereye böyle? desin. Ben ne camiye yararım, ne havraya! Bir başka hamur benimki, başka maya. Yoksul gâvur, çirkin orospu gibiyim: Ne din umurumda, ne cennet, ne dünya!
Sayfa 35
Her gece aklım dalar gider engine. Ağlarım, inciler dolar eteğime. Sevdalıyım, şarap dayanmıyor bana: Kafam baş aşağı çevrik bir tas mı ne! Dünya ne verdi sana? Hep dert, hep dert! Güzel canın da bir gün uçar elbet. Toprağında yeşillikler bitmeden Uzan yeşilliğe, gününü gün et.
Sayfa 34
Camiye gittim, ama Allah bilir niye: Ne namaz kılmaya, ne dua etmeye. Eskiden bir kilim aşırmıştım camiden: O eskidi gittim yenisini yürütmeye. Kimi dinde imânda buldu yolu Kimi akıl, bilim yolunu tuttu. Derken bir ses geldi karanlıklardan: Gafiller! Doğru yol ne odur, ne bu!
Sayfa 33
Reklam
Sabah doldu göklere mavi mavi; Doldur, ışık döker gibi, kâseyi! Acı olmasına acıdır şarap: Ama gerçek acıdır demezler mi? Adam olduysan hesap ver kendine: Getirdiğin ne? Götüreceğin ne? Şarap içersem ölürüm diyorsun: İçsen de öleceksin, içmesen de!
Sayfa 32
Şu dünyada üç beş günlük ömrün var, Nedir bu dükkânlar, bu konaklar? Ev mi dayanır, bu sel yatağına? Bu rüzgârlı yerde mum mu yanar? Dün geldi: Nedir aradığın? dedi bana: Bensem, ne bakarsın o yana bu yana? Kendine gel de düşün, içine iyi bak: Ben senim, sen ben; aranıp durma boşuna!
Sayfa 31
Şu serviyle süsen neden dillere destan? Neden hep onlara benzetilir hür insan? Birinin on dili var, boşboğazlık etmez, Ötekinin yüz eli var el açmaz, ondan! Benim halimden haber sorarsan, Bir çift sözüm var sana, yürekten: Sevginle gireceğim toprağa, Sevginle çıkacağım topraktan.
Sayfa 30
2.125 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.