Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eskisi gibi takmıyorum artık. Anladım ki şu hayatta kimse vazgeçilmez değil. Birilerin egosu okşansın diye kendi gururumuzu hırpalamanın anlamı yok. Hak edene gönül, hak etmeyene yol vermeli insan. İşte o zaman değerli oluyorsun...
Doğan Cüceloğlu, "Sen hüzünlüsün diye dünya durup sana yol vermeyecek!" der. Işte tam da bundan dolayı gayret ve çabayı elden bırakma, sabra sarıl ki başarı ve mutluluk bir ömür yoldaşın olsun. Yorma yoktan yere narin kalbinil Asla değmez şu dünya için; Sebret, gayret göster ve tevekkül et!
İbrahim Oruç
İbrahim Oruç
Reklam
Acının Çocuk Yaşı
Bakışları kababalığın içinde gezindi. Her hayatı görüyor ve fark ediyordu. Yalnızlıktan mutsuz olanları, yanında ki ile mutlu olmayıp katlanmak zorunda olanları, her şeye rağmen sahte de olsa gülümseyenleri ve daha nicesini...Her zamanki gibi sabahın soğuk ayazında çıkmış ayağını sıkan o dar ayakkabıları yırtık çorap giydiği ayağına geçirmişti.
Nasıl Okuyalım?
İnsanoğlunun fıtratında iki uç, bir arada ve daima rekabet halindedir: İnsan hem sonu gelmez emeller ve hayaller peşindedir -irfan geleneğimizde buna “tûl-i emel” denir- hem de bir gününü bile tutarlı biçimde planlayamayacak kadar sabırsız ve aceleci bir varlıktır. İçindeki sonsuz istekler onu dünyada sürekli ve hırslı bir çaba içinde davranmaya
Kız kardeşimin düğününden bir sahne, tamam mı? İşte orada, içki içiyor evlendiği için pişmanlık duyuyor. Bu üçüncü, dikkatinizi çekerim. Annem o kadar kıskanıyor ki saçlarından yılanlar fışkırıyor. Ben ise mükemmel, diyorum. Burada üç tane kadın arketipi var. Kutsal fahişe, kusura bakmayın, Medusa ve ben. Ben kimim? Hangi arketipim?
Geçmişte yaşanan hataların belkilerle telafisi mümkün değil...Belki öyle olmasaydı şöyle olsaydı demek yerine önüne bakmak gerekiyor...Seven sevdiğini nasipte varsa, duasında, dilinde isteye isteye eninde sonunda kavuşacaktır... Çıktığın yol vuslat yoluysa vuslatta kalbinde hep aynı kişi, dilinde aynı kişi varsa yollar bir yerde ayrılmamak üzere kolaylıkla kesişecektir. İmtihan bu bazen ayrılıklar da muhabbete tâbi oluyor... Kavuşmasa Züleyha kavuşmazdı Yusuf'una. Sevdiğin şeyi belkilerle sevemezsin hatasız kul da olmaz belkilerle araya iyice mesafe set çekmek yerine duayla istemeyi bil... Dua havada asılı kalmaz, elbet Rab duyar, elbet Rab onu sana en iyi şekilde verir. Dua Dua dua seven sevdiğini duasında yer verecek Allah'tan dileyecek kadar kalbiyle sevsin... Hergün her saat duanla heran sevdiğini Rabbinden iste ki ayrılıklar, mesafeler, engeller, şerler, dertler ne varsa kolaylıkla kalksın gitsin sevdiğin sana sen ona daimi kolaylıkla yakın olasın...İyi olanı, İnşirah vereni, hayırlı olanı kalbimize yakın, şer olanı, kötülük kokanı, haram olanı benden, ülkemden, dünyadan ebedî uzak eyle Ya Rabbel Âlemin.
Reklam
Yol arkadaşım gördün mü, duydun mu olup bitenleri? Kıskanıyor insan bazen basıp gidenleri Yalnızlaşmışız iyice, üstelik de alışmışız Hiç beklentimiz kalmamış dosttan bile Korkular basmış dünyayı, şimdi bir semt adı Vefa Kutsal kavgalardan bile kaçan kaçana Anlaşılır gibi değiliz, tek bedende kaç kişiyiz Hem yok eden hem de tanık, ne esaslı karmaşa Ben sana küsüm aslında, haberin yok Koyup gittiğin yerde kötülük çok Kime kızayım, nazım senden başka kime geçer? Benim sensiz kolum, bacağım, ocağım yok Sen esas alemi seçtiğinden beri Ben o saniyede bittiğimden beri Dünya bildiğin dünya, dönüp duruyor işte Uzun uzun konuşuruz bir gün
Şen Bilim
Bu boğucu, iç karartia havanın, yaşamın avuntusu çiydir. Şair, kendinin ar- dındadır, kendine varamamanın, kendine yalan söylemek zo runda oluşunun acısıyla, kendinin, kendisiyle aradığı hakikatin ardındadır. Hakikatin ardında, onunla sevişmek, onunla evlen- mek için. Ulaşamayacağını bile bile arayan: Delidir şair. Işıltılı. parlak, renkli
Bir yol buldum öteye geçerek gözlerinden İşte yeni bir dünya peygamber sözlerinden Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm
Erdem Bayazıt
Erdem Bayazıt
"Ayrıcalıklı herhangi bir insan, gerçek mahkûmiyetin ne olduğunu bilebilir miydi?.. Biri soğuklarla, alevlerin yakıcı harıyla pişmeye memurken diğeri, dost ve ahbaplarını ayaklarının en tok kıvrımlarıyla ezerek yukarı çıkıyor, sesini soluğunu mutlak surette kesiyordu. Bu acımasızlık, bir parça hevesle yahut lalettayin anlatılarla hissizliğe indirgenemezken, doğruların sillesi de anlaşılmadan, anlaşılmayan olarak kalamazdı. Binlerce ölüm ve trilyonlarca katil... kimin haksız olduğunu konuşmak için zindanlara sormalı! Sormalı ki bizlere parmaklıklar göğsümüze tek hamlede gerçeği çalmalı! Bilinmezdi, bilemezdi ikiyüzlüler, sıcak evlerinde sakince, kaypak ve umarsızca oturmuş diğerlerini ahlaksızca, hiçbir eyleme, hiçbir gerçeğe yer vermezken... birimiz, diğerimizden bu yüzden koptuk işte; sevgimizin yerine lanetler, dostluğumuzun yerine riyakarlık, sevdamızın yerine kayırmalar, insanlığımızın yerini ise cimrilik ve namertlik aldı. Zannedilirse görüldü, ta içlerine kadar; soluyan, titreyen ve acıyan bu ruhun büyüklenmelerden uzak kallavi bedeni! Fazla söze yok, mahkûmlarız ve acı bir ölüme yol alıyor gibiyiz." D.p
Reklam
Ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi? Ve ona iki yolu göstermedik mi? Fakat o, sarp yolu göze alamadı. O sarp yol nedir, bilir misin? Köle âzat etmektir Veya bir kıtlık gününde yakını olan bir yetimi yahut aç açık bir yoksulu ­doyurmaktır. Sonra iman edip birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden ve acımayı öğütleyenlerden olmaktır. İşte bunlar hakkın ve erdemin yanında olanlardır. Âyetlerimizi inkâr edenler ise bâtılın ve erdemsizliğin yanında olanlardır. Onların hakkı, üzerlerine kapatılmış bir ateştir. (Beled/8-20)
Dünya imtihan yurdudur!
Başına gelene sabret, nefsini ıslah et ve odağını Allah'a koy ki sağlam yol üzerine kalasın. Vesselam ﴾214﴿ Yoksa sizden öncekilerin çektikleriyle karşılaşmadan cennete girebileceğinizi mi sandınız? Onlar öylesine yoksulluk ve sıkıntı çekmişler, öyle sarsılmışlardı ki peygamber ve yanındakiler, “Allah’ın yardımı ne zaman gelecek?” demeye başladılar. Bilesiniz ki Allah’ın yardımı yakındır. ﴾155﴿ Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele! ﴾156﴿ Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde, “Doğrusu biz Allah’a aidiz ve kuşkusuz O’na döneceğiz” derler. ﴾157﴿ İşte rablerinin lütufları ve rahmeti bunlar içindir ve işte doğru yola ulaşmış olanlar da bunlardır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.