“İttihat ve Terakki'nin, özellikle triyumviranın Osmanlı İmparatorluğu'nu hiç hazır olmadığı ve istemediği bir savaşa zorla ve aceleyle soktuğu iddiası 1918'den sonra, özellikle İttihatçıların yargılandığı işgal dönemi mahkemeleri ile 1926 İzmir Suikasti'nin ardından yapılan İstiklâl Mahkemeleri'nde çok tekrar edilmiştir. Bununla birlikte, savaşa girmenin kaçınılmaz olduğu, İttihatçı liderliğin asıl suçlanması gereken noktanın savaşa giriş zamanı ve şekli olduğu da çok tekrar edilir. İşin siyasal boyutu çok tartışılır olmasına rağmen, kültürel boyut gözardı edilir ya da üstü kapatılır. Çünkü yukarıdaki sayfalarda Turancılığa doğru süratli bir gelişim sergilediğini gördüğümüz Türkçü hareket, Ağustos-Kasım 1914 tarihleri arasında Turancı ve Panislamist yönelimli bir savaş kışkırtıcılığı ve propaganda etkinliğine gömülmüş durumdadır. Türkçü hareketin bu etkinliğe kendiliğinden ve dağınık bir biçimde değil, bir emir doğrultusunda ve belirli bir merkeze bağlı olarak, sistemli bir
biçimde giriştiğine dair kanıtlar vardır.”
Türk Edebiyatı ve Birinci Dünya Savaşı 1914-1918, Erol Köroğlu