Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet ILGIN

En iyi yatırımlar genelde 'akıllı yatırımcılar' tarafından satın alınır, sonra da onlar tarafından sağlamcı kimselere satılır.
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
"Para söz konusu olduğunda, bir çok kişi sağlam oynamak ve güvenli hissetmek ister. Öyle olduğunda onları yönlendiren istek değil, korkudur."
Düşüncelerimizin yaşamımızı bu derece derinlemesine şekillendirme potansiyeli olduğunu biliyorsak, daha fazla çocuğa nasıl düşüneceğini öğretip kendi özgün fikirlerini yaratması için yardım etsek olmaz mı? Bunu yapabilmemiz için ne gerekir?
Sayfa 207Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yetişkinlik çağı itibarıyla neden sadece bazı insanlar yeni fikirlerin peşine düşerken, çoğu insanda bu durum görülmez? Bu sorunun yanıtı, fikir oluşturmaya yeni yeni başladığımız çocukluk döneminde yatar. Daha önce bahsettiğim üzere, henüz çok küçük yaşlarda olan çocuklar bile çamurların içinde oynarken ya da taşları toplayıp kale yapmaya çalışırken, aslında karmaşık durumlarla başa çıkmayı ve sorun çözmeyi öğrenmektedirler. Bu etkinlikler, yetişkinlere tam olarak bu şekilde görünmemekle beraber, daha belirgin bir zihinsel çalışmanın da yolunu açar.
Sayfa 147Kitabı okudu
Bilhassa neden ve nasıl sorularına erken yaşta maruz kalmak, mantıksal düşünme için gerekli olan çok daha büyük bir kapasitenin temellerini atar. Çok konuşan aile ortamlarında büyüyen çocukların okula başladıklarında daha başarılı olduklarına ve aksine, evde daha az konuşma duyan çocukların okul sürecinde zorluk yaşadıklarına dair güçlü bulgular halihazırda mevcuttur.
Reklam
Hikâyeyi doğrudan çocuğa da okusanız ses kaydı da alsanız sesinize heyecan ve drama ekleyin böylece kelimeler sayfadan dışarı zıplayacaktır. Okurken yansıttığınız şevkiniz, okumanın ne kadar eğlenceli olduğunu ve yalnızca harfleri söküp kelimeleri doğru telaffuz etmekten daha fazlası olduğunu gösterir.
Sayfa 293Kitabı okudu
Anna ve Ron yıllardır çok fena şekilde tartışıyorlardı. Anneleri çoğunlukla daha küçük olan Anna'yı savunuyor, Ron'u suçluyordu. Çoğu ebeveynin yaşadığı bir durumdur bu. Daha büyük olanı suçlamak ve daha kırılgan ve masum olduğu düşünülen küçük çocuğun tarafını tutmak. Ancak daha küçük olan çocuk bunu anlar ve suçlama oyununu kazanır: Azarlanmasını istediği için büyük kardeşini kışkırtır. Böyle bir durumda büyük olan zafer kazanan küçük kardeşine öfkelenir. Sonuç: Bizim yardımcı olmak için oluşturduğumuz model aralarındaki doğal rekabetin şiddetini artırır. Anna ve Ron'un annesi onun olaya dâhil olmasının düşmanlığı daha da artırdığının farkına vardığında yeni ve daha az müdahaleci bir yaklaşım denemeye karar verdi. Kesin bir şekilde "Bu tartışmanın benimle hiçbir ilgisi yok. Şu andan itibaren ikiniz kendi sorununuzu kendiniz çözeceksiniz. Yapabileceğinizi biliyorum" dedi.
Sayfa 223Kitabı okudu
Bazı çocuklar suçluluk duygularından kurtulmak için cezalandırılmak isterler. Yeniden olumsuz davranışta bulunabilmek için yaptıklarının cezasını çekerek geçmişe sünger çekmek isterler.
Sayfa 112Kitabı okudu
John'un annesi erken kalkması konusunda on üç yaşındaki oğlu ile sürekli olarak tartışma hâlindeydi. Sonunda, onun okula geç kalmasına izin verirse bunun tüm uyarılardan daha etkili olabileceğini fark etti ve artık sabahları okul için uyandırma sorumluluğunu üstlenmeyeceğini oğluna söyledi. O günden sonra, sabahları okula gitmek için annesinin onu uyandırmasına bağlı olmak yerine kendi çalar saatini kurdu. Okula daha az geç kalmaya başladı.
Öğretmenlerin çok büyük çoğunluğunun kopya çekmeye karşı uyguladıkları önlem(!), bu tür hırsızlığın okul dışına çıkmasına ve ömür boyu sürecek bir kalıcı davranışın yerleştirilmesine yol açmaktadır. Okulun bir amacının da kalıcı davranışlar edinmek olduğu hatırlanırsa bu başarının (!) eğri bir davranışı kazandırmak yerine doğru bir davranış kazadırmakta niçin gösterilemediğinin acı acı düşünülmesi gerektiği ortaya çıkacaktır. Kopyaya engel olmak için öğretmenlerin %99'unun kullandığı yöntem, sınavlarda "gözetim yapılması"dır. "Sınavda kopya almak ve vermek hırsızlıktır ve sizler bu hırsızlığı yapmayacak düzeyde onur sahibi çocuklarsınız. Yarınlarda sizlere bu ülkenin birçok imkanın hiçbir gözetim olmaksızın, yalnızca onurlarınıza güvenerek teslim edeceğiz. Bu nedenle şimdi sizi sorularınızla baş başa bırakıyorum. Sizlere güveniyorum ve güvenimi kötüye kullanmayacağınıza inanıyorum. Hepinize şimdiden teşekkür ediyorum, hepinizi böyle bir hırsızlığa tenezzül etmediğiniz için kutluyorum ve hepinize başarılar diliyorum!" demek yerine; "Sizler güvenilmez çocuklarsınız, aynı zamanda da uzun vadeli çıkarlarınızı düşünmeyecek kadar akılsızsınız. Sizleri kendi başınıza bıraksak hepiniz ya kopya alır ya da verirsiniz. Çünkü sizler potansiyel hırsızlarsınız. Ama ben buna izin vermeyeceğim. Şimdilik hırsızlık yapmanıza izin yok, ama ileride gözetim olmadığında, onurunuza teslim edilecek imkanları çalabilirsiniz!" mesajını çocukların gözlerinin içine baka baka veririz.
Sayfa 294Kitabı okudu
Reklam
YAYGIN HIRSIZLIĞIN NEDENİ!
Toplumumuzda en yaygın eğrilik türü nedir? Hiç kuşku edilmesin hırsızlıktır. Hırsızlık, "kendine ait olmayan bir şeyin, sahibinin rızası olmadan alınması" biçiminde tanımlanabilir. Bu olguya ikinci bir boyut eklenir ve bu tanımda kullanılan "alma" eyleminin nasıl olduğu tanımlanırsa, hırsızlık türleri epey zenginleşmiş olur. Örneğin alma eylemi, gerçekleşmeyecek bir vaat yoluyla yerine getirilebilir (genç kızların evlenme vaadiyle kandırılması), zor kullanarak yapılabilir (gasp), dikkatsizlikten (yankesicilik) veya akılsızlıktan yararlanarak (Titan) gerçekleştirilebilir. Bu liste uzatılarak, laf uzatmanın, sorulan bir soruya başka bir yanıt vermenin, trafikte önündekinin yolunu kesenin, üst katta gürültü yaparak istirahat özgürlüğünü almanın, sınıfta gürültü yaparak başkalarının öğrenme özgürlüklerini almanın, hepsinin aynı tanıma girdiği görülebilir.
Sayfa 293Kitabı okudu
ÇOCUK VE GENÇLERİN İLGİ ALANLARI
Öğrenci Merkezli Eğitim yaklaşımının temeli denilebilecek ilke şöyle özetlenebilir: "Ancak kişinin ihtiyaç duydukları öğrenebilir. Bunun dışındakiler ancak koşullandırmayla belleğe kaydedilebilir. Bu ise bir çeşit zihinsel travmadır!"
Sayfa 121Kitabı okudu
Hem tanı hem çözüm yetersizliği!
Eğer çoğu sorunlarımız çözülemiyorsa, bunun çeşitli nedenleri olabilir. Ama bunlardan birisinin, sorunlara yaklaşım biçimimizdeki yetersizlik olduğu da bilinmelidir. Bu yetersizlik, sorunların hem tanılama (teşhis) hem de giderilme aşamaları için geçerlidir. Tanılama evresindeki en önemli yetmezlik, problemin ortaya çıkış neden(ler)i yani kaynakları ile, sorunun yarattığı sıkıntı (lar)ı (görüntüler) birbirine karıştırmaktır. Sorunun giderilmesi evresindeki yetersizlik ise, bir önceki yetersizlikle doğrudan bağlantılıdır. Sorun, sıkıntı yaratan durum olarak algılandığına göre çözüm de sıkıntıların giderilmesidir. Sorun, semptom(görüntü) olarak algılandığına göre, görüntünün ortadan kaldırılmasının amaç olarak ele alınmasını doğal karşılamak gerekir.
Zıtların ayrılmazlığı: Yeni paradigma
"Laiklik" ve "inanç" kavramlarını zıt olarak anlamaktan vazgeçip, "laiklik ve inancın ayrılmazlığı"nı net olarak ortaya koymadıkça, her iki "taraf"ın yobazlarının çevresinin geniş kitlelerce dolması önlenemez. Bu durumda ise çatışma kaçınılmazdır. Zıtların bütünlüğü, Nevton fiziği ile bugünlere gelmiş olan bilimin de yeni paradigmasıdır. Artık, "iki zıt aynı anda var olamaz" ilkesi yerini, "birbirinin zıtları, bütünü oluşturacak şekilde bir arada ve de birbirini yok etmeye çalışmadan bulunmadıkça bütünden söz edilemez" kuralına bırakmaktadır.
Sayfa 122Kitabı okudu
Nitelik düzeyi yüksek toplumların kullandığı eşyayı günlük kullanımına girmiş gören insanımız durumunu yanlış değerlendirmiş, kendisinin de onları yapan toplumlarla bir farkı kalmadığını zannetmiştir.
193 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.