23 Temmuz 1908 İkinci Meşrutiyet ilan edildi. İstibdata, İttihatçılar tarafından balans ayarı verilmiş oldu. Bu uğurda mücadele eden şehitlere, Tanrı rahmet etsin.
İttihatçılar da vardı hilâl bıyıklıydılar Sustasına basılmış birer çakıydılar Mor kumrular patlıyordu câmilerden Mavzerlerin gözü dönmüştü Kara kalpaklıydılar Bir tambur kanat çırpmasın Itrî'den Eksiksiz bütün ölmüşlerimiz ayaktaydılar Kılıçlar çekilmişti Bâkî'nin gazellerinden Budin'den yaşlı sipahiler Ezan okumaktaydılar Ertuğrul Gâzi mi tutmuştu Kemal Paşa'nın ellerinden Oğuzlar mıydı yoksa Bismillah Yeniden başlamaktaydılar Attila İlhan
Reklam
Rıza Nur, hatıralarında Moskova'da görüştüğü ve yanlarında Ali Fuat Paşa'nın da bulunduğu bir esnada, Enver Paşa'ya ileri geri konuştuğunu ifade eder. Rıza Nur'u ve Enver Paşa'yı tanıyanlar buna sadece gülerler. İttihatçılar, Moskova'da bile adamı faili meçhul eder. Mustafa ÇALIK
İTTİHATÇILAR... Şimdi romantik ittihatçılar diye takılıyorum kardeşlerime ama romantik kavramını da insanlar bilmiyor. Hakan Boz kardeşimle şimdi telefonda konuştuk, o da bu durumdan bahsetti. Daha önce bu konuda bir yazı yazdım ama tekrar söyleyelim: Romantizm edebî, sanatsal ve felsefî bir akımdır. İnsanın kahramanlığını, irade gücünü, asaletini ve şartların üzerinde olduğunu ileri sürer. Viktor Hugo önemli bir romantiktir mesela. Nietzche bile "üstün insan" kavramıyla romantik sayılabilir. Kahramanlar şaheserini yazan ünlü filozof Thomas Carlyle de romantiktir. Amerikalıların Nietzche'si sayılabilecek Ralph Waldo Emerson da romantiktir. Ünlü İslam düşünürü Muhammed İkbal de romantiktir. İttihatçılar da insanın gücü ve asaleti manasında romantikti. İttihatçılar gerçekçi değildi manasında değil. Gerçekçiler miydi peki? Bunun üzerinde ciddi bir makale yazacağım daha sonra. Burası için değil, ciddi bir yayın için. Ama şunu söyleyeyim: İttihatçılar gerçekçi olsalar da olmasalar da romantizmin sağladığı manevi gücü kullanmak zorundaydılar çünkü ellerinde ekonomik ve teknik manada ciddi silahları yoktu. Bu manada harikalar da yarattılar.
Mete Aksoy
Mete Aksoy
Abdülhamid Han, Istanbul'un fethini kutlamayı yasaklamıştı. İlk kutlama İttihatçılara nasip oldu. Istanbul'u işgalden kurtarmak Atatürk'e, Fatih'in mezbeleye döndürülmüş kabrini temizlemek de Atsız'a. 29 Mayıs 1953'te Menderes, Elizabet'in tahta çıkış yıldönümünü kutlarken, Istanbul'un fethinin 500. yıldönümünü değil kraliçeyi kutlamayı seçenler arasında (Hala ve her durumda büyük tarihçi fakat) Atsız'ı sırtından vuran Fuad Köprülü de yanındaydı. Ve o gün Atsız, ulu fethin 500.yılını bir kaç cesur dostu ve eşiyle birlikte kutluyordu. Sonra Menderes Rumlar üzülmesin diye onu bile yasakladı. İttihatçılar, Atatürk ve Atsız olmasaydı, bugün Istanbul'un fethini bile kutlayamayacaktınız ey İttihat, Atatürk ve Atsız düşmanları!
Afşın Efkarlıoğlu
Afşın Efkarlıoğlu
260 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.