Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zâhir Alimler
Onlardan bir kısmı ise, ilimleri öğrenmiş, zahiri amelde bulunarak görünür günahları da terk etmişlerdir. Lakin kalplerinden bihaber kalmışlardır. Kibir, riya, hased, baş olma ve üstünlük arzusu, akran ve meslektaşlarının kötülüğünü isteme ve insanlar arasında meşhur olma isteği gibi Allah'ın sevmediği sıfatları kalplerinden silmemişlerdir. Bu da bir aldanmadır. Sebebi ise şu hadislerden gafil olmalarıdır: "Riya, küçük şirktir." (Hakim, Müstedrek, IV, 365; Ahmed, Müsned, V, 428; Beyhaki, Şu'abu'l-îmân, V, 333.) "Ateşin odunu yakıp kül ettiği gibi, hased de iyilikleri yakar kül eder." (Ebû Dâvûd, Edeb, 52; İbn Mâce, Zühd, 22.) "Mal ve şeref tutkunluğu, kalpteki nifak tohumunu yeşertir; tıpkı suyun bitkileri büyüttüğü gibi..." (Bu rivayetin kaynağı bulunamadı.) Daha nice hadisler mevcuttur. "O gün, ne mal fayda verir ne de evlât. Ancak Allah'a temiz bir kalp ile gelenler fayda görür." (Suara 26/88-89.) ayetinden de gafildirler. Onlar kalplerinden gafil ve dış görünüşleriyle meşgul olmuşlardır. Oysa kalpten yönelmeyenin taatleri sahih olmaz. Bu kişi, bir hastaya benzer ki, kendisi uyuz hastalığına yakalanmıştır ve doktor kendisine, ilgili merhemi sürüp ilacı içmesini söyler. Fakat o, merhemi bedenine sürdüğü halde ilacı içmez. Hastalığının dışına yansıyan kısmını izale eder, ama içindekini yok edemez. Halbuki hastalığın kaynağı içindedir. Dolayısıyla hastalığı hiç eksilmez, devamlı surette artar. Şayet içindeki yok olacak olsa dışı da rahat edecektir. İşte, bu şekilde kalpte pislikler gizli olduğu müddetçe, izleri insanın dışında, azalarında ortaya çıkacaktır.
Nasipsizlikten sana sığınırım Allah'ım.
İMAN لا İLE BAŞLAR TAĞUT NEDİR? ALLAH SEVGİSİ ile TAĞUT SEVGİSİ ASLA BİR ARADA BULUNMAZ. “(Ey Peygamber!) Sana indirilen ve senden önce indirilmiş olan Kitaplara inandıklarını iddia eden şu ikiyüzlülerin hâllerine bir baksana; (hem Müslüman olduklarını söylüyorlar, hem de Kur’an’ın hükmünü terk edip) tağut’un, (yani Allah’ın hükümlerini hiçe
Reklam
"Söylenen (kıyamet) başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir yaratık çıkarırız da insanların âyetlerimize kesin bir şekilde iman etmedikleri konusunda onlarla konuşur." Neml/82 (“Yerden bir yaratık” diye çevrilen ve insanlarla konuşacağı bildirilen dâbbetü’l-arz, tefsirlerdeki bilgilere göre kıyametin yaklaştığını bildiren büyük alâmetlerden biri olarak ortaya çıkacak olan garip bir yaratıktır. Hadislerde bildirildiğine göre inkârcıların, öncekilerin masalları olarak gördükleri ne varsa hepsinin meydana geleceği ve gerçeğin bütün çıplaklığıyla görüleceği kıyamet günü yaklaştığında bunun bir alâmeti olarak “dâbbetü’l-arz” ortaya çıkacaktır (Müslim, “Fiten”, 118, 128-129; Müsned, IV, 7)
Sayfa 346Kitabı okudu
Nefs, Akıl ve İmaN
İlim ve Sanat, IV, 23 (1989) Çağdaş toplumlar, yirminci yüzyılda gerçek bir cahiliyet devri yaşıyor. Bunca bilimsel ve teknolojik ilerlemeye rağmen çağın insanı mutsuz ve muzdarip, savaşlar, sömürüler, yalanlar, çılgınlıklar, zulümler, edepsizlikler, sefaletler, dengesizlikler, cinayetler, intiharlar, hastalıklar... İnsanlık özlediği huzur ve
İman ..
Annemin bana öğrettiği ilk kelime Allah, şah damarımdan daha yakın bana benim içimde
Sayfa 32 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
Ben rahmet ve savaş peygamberiyim!
Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu: "Cihad kıyamete kadar devam edecek bir farzdır. / Muhammed'in nefsi, elinin kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, Allah yolunda savaşmak ve öldürülmek, sonra savaşmak ve yine öldürülmek, sonra yine savaşmak ve öldürülmek isterdim / Ben rahmet ve savaş peygamberiyim!" (Ebû Davûd, el-Cihad, 33 / Buhâri, İman, 26; Müslim, İmâre,103,107; Neseî, Cihad, 37 / Ahmed, IV, 396)
Reklam
Anlaşmazlıkları sona erdirmek ve aralarına soğukluk giren insanları barıştırmak bir erdem ise de asıl olan uyumlu olmak, kırgınlığa, gücenmeye yol açacak olumsuz tavırlardan kaçınmaktır. Müslüman, ailesiyle ve çevresiyle barışık olan şahsiyettir. Kuşkusuz onun bu durumu öncelikle kendisiyle barışık olmasından kaynaklanır. Sahip olduğu iman ve ahlâk ona bu konuda yol gösterir; kalp kırmamayı, gönül yıkmamayı öğretir. Nitekim Allah Resûlü"nün şu hikmetli sözü bu gerçeği teyit eder: “Müslüman kardeşine bir sene küs duran kimse, onun kanını dökmüş gibidir.” (D4915 Ebû Dâvûd, Edeb, 47; HM18100 İbn Hanbel, IV, 219.)
Sayfa 367Kitabı okudu
Karşıdaki insanları rencide ve rahatsız eden her türlü fiil günahtır ve haramdır. Çünkü Müslümanları rencide etmek haramdır ve insanı günahkar eder. Hatta kafir bile masum ve hatasız olsa, onu rahatsız etmek İslam dininde yasaktır. Çünkü, Peygamberimiz (a.s.m) şöyle buyurmuştur: “Kim bir zımmiye eziyet etse, şüphesiz ben onun hasmıyım /
Kutsal Ruhun Oğuldan Tezahürü (!)
En yaygın bir diğer kredo metni, "İznik (İznik-İstanbul) kredosu'dur. "Havariler kredosu'na göre daha sistemli ve kapsamlı olan bu kredo, IV. yüzyılda yapılan İznik Konsili'ne atfen bu şekilde isimlendirilmiştir. Zira bu konsilde oğulun baba ile aynı cevhere sahip bir ilâhî varlık olduğu açıkça vurgulanmıştır. Diğer
Sayfa 70 - İsam Yayınları
394 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.