Geçtiğimiz hafta İstanbul Şehir Tiyatroları'nda, Vasıf Öngören'in 1977'de yazdığı ve şu anda kızı Aslı Öngören yönetimindeki "Zengin Mutfağı" isimli oyunu izleme fırsatım oldu. Oyun, 1970 yılının haziran aylarında gerçekleşen işçi eylemi esnasında, zengin bir fabrikatörün konağının mutfağında geçmektedir. Konağın aşçısı olan Lütfü Pehlivan'ın etrafında gelişen bir hikayedir. Senaryo çok iyi, ses/ışık/sahne harika ama oyunculuklar gerçekten muhteşemdi. Oyun, 1978 yılında Fatih’te İstanbul Şehir Tiyatroları oyuncuları tarafından prova edilirken oyunculara bir bombalı saldırı gerçekleşmiş ve saldırı sonucunda Fatih Şehir Tiyatrosu’nun yan sahnesi havaya uçmuş. Bir seyirci protestosuna beniö gittiğim oyunda da şahit oldum:) Kesinlikle gidilip görülmesi gereken, yakın tarihimize ışık tutan keyifli bir oyun. tr.wikipedia.org/wiki/Zengin_Mutfağı ibb.gov.tr/sites/sehirtiya...
En Büyük Hazine İlim Zamanın bir vaktinde Fars diyarında dul bir kadın varmış. Bu kadın, öleceğini hissedince biricik oğlunu yanına çağırarak ona, “İyi dinle evladım! Oldukça fakir olduğumuzdan çok sıkıntı çektik. Sana bir kitap bırakıyorum. Bu kitaptaki talimatları uygularsan çok zengin olacaksın.” demiş. Annesi vefat ettikten sonra çocuk, o
Reklam
Üzerinde ”EN GÜZELE” yazılı, altından bir elmayı, şölenin yapıldığı salonun ortasına bırakıverdi. Doğal olarak bütün tanrıçalar, bu elmaya sahip olmak istediklerinden uzun tartışmalar oldu. Sonunda üç büyük tanrıça dışında diğerleri çekildiler. Ama kudret tanrıçası Hera, zekâ tanrıçası Palas Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmakta
Cinlerden bir kısmına "ifrit" deniliyor. Ragıb el-İsfehanî, ifritin, pis, çetin anlamına geldiğini söylemiştir. Yazır, bundan hareketle, Şeytan gibi insan hakkında da kullanıldığını, ifrit ve nifrit şeklinde ifade edildiğini kaydeder. İbn-i Kuteybe ise, “İfrit, yaratılışı kuvvetli, demektir." (1) Şibli ise, Ebu Amr b. Abdülberr’den
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.