Tanrım, hayır şer kaygısından kurtar beni;
Kendimden geçir, seninle doldur içimi
Aklım ayıramıyor iyiyi kötüden
Sarhoş et de bari ne kötü kalsın ne iyi.
Daha ilk adımda, beni yüreklendiren sesin ta kendisiyim.
Yürüdükçe dizlerimde açılan yaraya tuz basan el, aslında benim elim.
Islak suyla saçlarımı tarayan ve sıkıca ensemde toplayan anne, benim.
Ben kimim?
Ben çocuğum,
gencim, yaşlıyım.
Ben insanım.
İyi yanlarımı çoğaltıp, kötü olan ne varsa sırtımı dönmeye çabalayanım.
Ben gözyaşıyım, mutluluğum ve hüzün yumağıyım.
Ben hayata topallayarak yürüyenim.
Sırtını koca duvarlara yaslayanım.
Labirentlerde kaybolanım.
Ben insanım, çare arayanım, umut sevenim, mutluluk kovalayanım.
Kimim ben? Oyun bozucuyum, kötünün çanağına fidan dikenim, gül biriktirenim, iyiyim.
Yaratıcının kapısında eğilenim, doğrulanım, sesizliğin ritmine tutulanım.
Ben ki insan yanımla acz nedir bilirim ve tırmanmak için engellerin varlığını tanırım.
Kimim ben? İnsan olmanın yüklerini sırtlayanım, şikayetlenmeden yaşayanım. İnsanım ben....
Ben ...
SPOİLER Yine o gecelerde ışığı sabaha kadar sönmeden yanan bir başka pencere daha vardı . Ülkenin bir başka ucunda , Alma Ata tutukevinin bodrum katında, demir parmaklıklarla örülmüş bir pencereden görülen ışık da hiç sönmeden sürekli yanmaktaydı . Bu ışık onu lanetiydi . Delici ve bıçak kadar keskin bu elektrik işığı ... " Bu ışık tıpkı