Kırılan Bir Heveste Takılıp Kaldı Ömrüm!
"Dikkatini bana ver" dedi cümle,
"bak geçiyor ömrüm!"
|Gökhan Özcan
İzdiham 31
İzdiham 31.sayı
Uzun bir zaman kendimle büyük ve zorlu mücadeleler verdim. Artık başardığımı, bu mücadeleden alnımın akıyla çıktığımı sanıyordum; ama işte şimdi yeniden kapımı çalan bir şey var. Kapıma gelen şeyin başıma gelen bir şey olması ihtimali beni düşündürüyor. Tedirginim, endişeliyim ve bir anda elimi uzatıp kapıyı açıvermek için de bir o kadar hevesli.
Gökhan Özcan
“Dünya iki kapılı bir handır” dediler, inandık. Kaç penceresi olduğunu nedense hiç kimse merak etmedi..
Sayfa 7Kitabı okudu
Dışım yine eskisi gibi içime sığmaz oldu...
Gökhan Özcan
Gökhan Özcan:
Sanki bir tek kelime bile yetebilir gibi geliyor insanın içini bir ömür ısıtmaya, eğer onu sen söylemişsen.
Sayfa 7Kitabı okudu
Izdiham- Gökhan Özcan
Konacak bir dal arıyoruz hep, uçacak bir gökyüzü. Bakışlarımızın enginlere doğru koşusunu durdurmayacak bir ufuk. Açacak bir yelken, kendimizi kollarına bırakacağımız şefkatli bir rüzgar. Tomurcuklanacak bir mevsim arıyoruz, her adımda büyüyüp olgunlaşacağımız bir seyahat, bir seyrüsefer. Pişecek bir ateş, sönecek bir yağmur. Biz hep içine dolacağımız bir anlam arıyoruz akıp geçen kelimeler arasından. Bizi ifade edecek bir şey. Sıcak bir dokunuş, soğuk bir ürperti, içimizi ılıştıran hisler, hissedişler. Bir satırın başı, bir satırın sonu, başka hiç kimseye ilişmeyen bir cümlenin yavaşça yanımıza, canımıza sokuluşu. Kendimizi bulacağımız bir yüz arıyoruz biz hep, derinleşeceğimiz bir sima, durulanacağımız bir ten, kendimizi tanıyabileceğimiz bir çift göz, işitmeye deliler gibi muhtaç olduğumuz şeyleri söyleyen bir ağız, onları işitebilen bir çift kulak. Hep olabileceğimiz bir insan arıyoruz biz, heyecanını yitirmemiş bir can, canlı kalmayı başarabilen bir heyecan. Doğru heceyi aklında tutabilen bir nabız, hafızasını yitirmemiş bir kalp. Bunca söylenen içinde gelip elimizden tutacak sözü arıyoruz biz hep. İçimizin kavurucu çölüne âb-ı hayat olacak sesi arıyoruz hep. Ateşin içindeki serinliği, bir damla sudaki derinliği arıyoruz. Yitirdiğimiz sırrı arıyoruz, zihnimizi sorularıyla vuran o en eski cevabı arıyoruz.