We kill everybody, my dear. Some with bullets, some with words, and everybody with our deeds. We drive people into their graves, and neither see it nor feel it.
Serinin ilk kitabını 2 sene önce okumuştum devam kitabını da bi 2 sene sonra okurum heralde. İki başkarekterine de uyuz olduğum için kitabın katlanacak yanı yoktu. Kitapta zaten doğru dürüst karakter yoktu. Psikopat hasta ruhlulular birer hepsi. :D
Ayrıca caniliğin güç olarak algılanması, narsistikin saygı getirdiğini sanılması, kadınların güçlü görünmek adına katil olmaları çok saçmaydı. Olivia başlarda haklı bulduğum ve sevdiğim bir karakterdi ama sonra yazar onu da bozdu. Zaten tüm karakterler Mel'i yüceltmeye hizmet ediyordu. Declan ilk kitaba göre 180°lik bir değişim göstermiş olsa da ilk kitaptaki ona olan sinirim hâlâ soyumadığı için bana geçmedi bu düşünceli eş tavırları. (Evt 2 senede kitabın %70 unuttum ama Declan'ın yaptıklarını unutamadım =))
Mel'i neden sevmediğimse tipik bir NKB olması ve yazarın güçlü kadın profili çizmek adına aşırıya kaçıp kadını terminatöre çevirmesinden dolayı sanırım. Onun dışında sinirlenince çat pat Liam'ı vurması :D değişik bir mizaçı var.
Seriyi pek sevdiğimi söyleyemem ama çok fazla seveni olduğu için de mafyatik kan gövdeyi götüren bir kitap arıyorsanız şans verebilirsiniz. · ⋆
DokunulmazlarJ. J. McAvoy · Ephesus Yayınları · 2021302 okunma
“Everyone is ruthless. They just don’t know it. You do. I do. And that is why we are on top and will remain so.”
“And you feel nothing.”
“And I feel nothing.”
“That would have been pointless. Liam and I got married for the company. A honeymoon
would have wasted time”
“I’m not feeling well. Goodnight,” I told them all, walking away. I needed to remember I was just a piece to her.
Declan kulağıma eğilip, ''Bu kadın sabah gözünü açtığında şeytan bile lanet okuyordur,'' diye fısıldadı.
''Ben de şeytana eşlik ediyorum,'' diye mırıldandım.
Dört çeşit cinayet vardır; canice işlenen cinayetler, mazur görülebilecek cinayetler, haklı bulunabilecek cinayetler ve övgüye değer cinayetler...
-Ambrose Bierce
''Hayatta benden başka kimsen yok. Tıpkı benim de senden başka kimsemin olmadığı gibi. Benim ailem sensin ve bağlılığım sadece ve sadece sana. Bunu ne kadar erken anlarsan, o kadar çabuk bir olur ve karşımızda durmaya cüret edecek herkesi yere sereriz.''
''Benden ne istiyorsun Liam?''
''Beni sevmeni istiyorum,'' diye mırıldandım. ''Bunu yapamayacağını düşünürsen de bana karşı hiç değilse aşka yakın bir şeyler hissetmeni istiyorum. Sadakatini istiyorum. Bana hep dürüst olmanı istiyorum. Her zaman, her şartta benim yanımda olmanı istiyorum. Seni başkasının yanında görmeye dayanamam. Vücudunu istediğim gibi kalbini ve düşüncelerini de istiyorum. Ümitlerini, hayallerini benimle paylaşmalısın. Paylaşmalısın ki bir gün bunları gerçeğe dönüştürebileyim.''