Çok iyi!
"Bir kadına bağlanmak, hayata anlam kazandırır mı?" diye sordu.
Cevap verdim; "Hayır, bir kadına bağlanmadan önce kendine bağlanmak."
Bu materyal, güzel, siyah saçlı kadın hayalinin dinamiklerine bir içgörü getirmeye yöneltti. "20'li yaşlarımda kadınların peşindeydim. İlişki değil de seks için yırtınıyordum. Gizli bir açlığım vardı. Bu sabah babamı istediğimi fark ettim. Ona sahip olamadım. Olduğu haliyle annemi istedim. Ona da sahip olamadım. Oyunculuk yapmak için yeteneksizdim. Sadece idealleştirilmiş güzel bir kadınla ilişki olabilirdi."
"Umut için!" diye ekledim.
"Kız arkadaşımla evlenmek bu fanteziden vazgeçmek olacaktı" diye cevap verdi.
Tekrar bu fantezinin ümitsizlik duygusuna karşı bir savunma olduğu yorumunu yaptım.
Ağlamaya başladı ve sordu: "Dünyanın ne kadarını siz yaratırsınız ve de ne kadarını kabullenirsiniz?"
Sayfa 242Kitabı okudu
''Bireylerde narsisizmin oluşumu bebeklik dönemlerine rastlar.
Normal şartlar altında bebek doğduktan bir süre sonra kendisinin anneden ya da bakıcısından ayrı bir varlık olduğunu giderek ayırt etmeye başlar. Bu sürecin sağlıklı bir şekilde aşılabilmesi için annenin bebeğine yeterli sevgi ve güveni vermesi gerekir.''
En fazla çok küçük yaşlarda deneyimlenen şartsız sevginin o zamanlarda yaşanmamışsa bir
daha bulunması ihtimali yoktur.
Narsistik ve Borderline Kişilik BozukluklarıJames F. Masterson · Psikoterapi Enstitüsü · 201412 okunma
Boşlukhiçlik duygusu asıl sorun ise Nietzsche buna kesin çözümü sunuyor.
''Narsist bireyler yaşamlarının merkezinde ürpertici bir boşluk, can sıkıntısı ve anlamsızlık hissederler. Boşluk duygusunu yaratan özbenliğin ketlenmişliği, bilinçdışı patolojik/patojen nesne ilişkisinin bilince yansıyan ürpertisi, hakiki tatmin eksikliği, umutsuzluk, karamsarlık ve sıkıntıdır.''
...yalnız kalmaya karşı tahammülsüzlüğün, bütün borderline hastaların en temel özelliği olduğuna vurgu yapar ve bu da yatıştırıcı nesnenin içselleştirilmesini destekleyecek çeşitli parametrelerin terapötik kullanımına işaret eder.
Sayfa 71Kitabı okudu