Dostoyevski, Tanrı olmasaydı her şey mubah olurdu,
diye yazmıştı.
Gerçekten de, Tanrı yoksa her şey mubahtır, hiçbir şey yasak değildir.
Bu demektir ki, insan kendi başına bırakılmıştır. Ne içinde dayanacak bir destek vardır, ne de dışında tutunacak bir dal. Artık, hiçbir özür, dayanak bulamayacaktır yaptıklarına.” diyor
Jean Paul Sartre
Kendime Düşünceler
.
Edebiyat; safi bir metin okuma ve paylaşma değildir.
Olay, düşünce, duygu ve hayallerin dil aracılığı ile estetik bir şekilde ifade etme sanatı olma anlamından yola çıkarak
şöyle sahilin tenha bir yerinde demlenirken aklıma düşenleri yazmak istedim.
Bildiğim kadarıyla Edebiyat Avrupa'da özellikle XV ve XVI yüzyıllarda şiir, tenkid ve
express dergisi, sayı 58, 2 mart 1995- Jean Paul Sartre
"O zamana kadar, kendimi her şeye hakim sanıyordum" diyor aynı söyleşide. "Dünyanın, diğer herkesle ilişkilerimin ve diğer herkesin benimle ilişkilerinin ağırlığının bilincine varabilmem için kendi özgürlüğümün inkarı anlamına gelen seferberlikle karşı karşıya kalmam gerekiyormuş demek ki."
Günlük felsefenin tablosu
Günlük felsefenin tablosu
Yağmurlu bir günde haberleri okuyorum. Bütün haber sitelerinde kasvetli manşetler var yine. Artık yüreğimizde yer kalmadı iyi bir cümleye. Dağarcığımız değişti. İç burkan ve isyan ettiren çocuk, kadın istismarları ve ölümlerdir gözlerimize kazınan. Beynimiz allak bullak. Midelerimiz sancıyor ıstıraptan. Ya bu ardı arkası
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Simone ve Jean-Paul 1929'da tanışıp birbirlerine âşık olduklarında ilişkileriyle ilgili bir anlaşma yapmışlardı: İki sene birlikte olacaklar, sonra ne yapacaklarına karar vereceklerdi.
"Hayatımdaki tartışılmaz en büyük başarı Sartre ile olan ilişkimdir. 30 seneden fazla süren beraberliğimizde sadece tek bir geceyi dargın geçirdik. Yıllarca