Dışımızdaki değerlerin koyduğu amaçlara ulaşmak için çabalıyoruz ama bu arada içimizdeki değerleri unutuyoruz; hayatımızdaki kopukluk buradan gelmekte.
Joseph Campbell
İnsan toplumun hizmetinde olmamalı, toplum insanın hizmetinde olmalı. İnsan toplumun hizmetinde olduğu zaman canavar bir devlet oluyor. Şu an dünyayı tehdit eden de işte bu.
Küçükken bize verilen eğitimden hatırladığım kadarıyla bu Hıristiyan geleneğinde Şeytan'ın kendine hayranlığı olarak yorumlanıyor. İnsanın önünde eğilmemesi. Ama Fars hikayesinde insana eğilmemesinin nedeni Tanrı'ya olan aşırı sevgisiydi. Yalnızca Tanrı'nın önünde eğilebilirdi. Tanrı daha sonra işaret verme biçimini değiştirdi ama Şeytan ilk işaretler dizisine o kadar bağlanmıştı ki bunları kıramadı. Şeytan'ın bir kalbi var mıydı yok muydu bilmiyorum ama zihninde aşık olduğu Tanrı'dan başkasına eğilemezdi. Sonunda Tanrı 'Seni gözüm görmesin.' dedi.
"insanın kanıtlanmış bir gerçek olan sinir sisteminin, yiyecek peşinde koşan ve tehlikeli hayvan dünyasına yem olmaktan kendisini ve ailesini koruyan göçebe avcının yöneticisi, kılavuzu ve denetleyicisi oluşunu ciddiye almalıyız. Gelişiminin ilk 600.000 yılında durumu böyleyken, ancak 8.000 yıldır görece güven içinde, makul bir çiftçi, tüccar, profesör olmuştur (bilinen zamanın ancak %1.5'u kadar bir süre). Adımız Homo sapiens değil Pithecanthropus ve Plesianthropus ya da belki -binlerce yıl önce- Dryopithecus iken uyarıcı mekanizmalarımıza hangi bulgu uyarımlarının etkide bulunduğunu kim söyleyebilir? Ve anatomimiz hakkında, "hayvan" olduğumuz günlerden kalma sayısız kalıntımızın olduğunu bilince (örneğin bir zamanlar kuyruğumuzu sallayan kuyruksokumu kasları) merkezi sinir sistemimizde benzer kalıntıların olması gerektiğinden kim kuşkulanabilir? Doğada artık uyarıcılar olmadığında imgeler uyur -fakat sanatta ortaya çıkabilirler mi?"
Doğa açısından insanın tek önemi türünü devam ettirmesi. Joseph Campbell bu yüzden, "Çocuğu olduktan sonra bir insan doğa bakımından ölü sayılır" diyor. Ne acı, değil mi?