(...)Eskiler bir acunu anlatmağa kalkınca onda bazı kişileri, bazı olayları seçerlerdi; kişileri birbirleriyle birlikte yaşar, hiç değilse birbirlerini tanırlardı, eski romanda bir konu birliği vardı. Bugün ise Jules Romains çıkıyor, yirmi yedi ciltlik bir romanda, yirmi bu kadar yıllık olayların hepsini anlatmak istiyor.(...) Nurullah Ataç Ulus, 22.7.1946
Sayfa 111Kitabı okudu
Memeler. Jules Romains
Eskiden çocukların karnını doyurmaya yarıyorlardı, şimdi ise sinemacıların karnı onlar sayesinde doyuyor.
Reklam
Dünya devam etti, kimsecikler Jacgues Godard'ı düşünmedi artık. Bir koku gibi kaybolmuştu.
Gitmek için, yolda ilerlemek için doğmuştu.
İhtiyar ağlamaya başladı. Birden bire ağlamak gelmişti içinden. Adam bir şey demeseydi ağlamayacaktı. Yolda yalnız başına yürürken oldukça sevinçli hissediyordu kendini, yeni bir derdi yenmek için yaşamaktan gelen eski bir sevinçti bu. Ama adam 'Tünaydın' diye seslenince, kendisi de kapının önünde durunca yüreğindeki rahatlık uçuvermişti; kala kala umutsuzluk kalmıştı.
Onu hiç görmediler, hiç düşünmeyecekler. Hiç kimsenin tanımadığı insanlar, yalnız kendi kendisi için ölen insanlar da vardır.
Reklam
85 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.