O andan itibaren, düpedüz kaybolmuştu. Bütün sözcükleri unutmuş, mantığını ve düşüncelerini yitirmiş gibiydi. Zihni sözcüklerin olmadığı, garip bir şeye dönüşmüştü. Dünya renkten ve sesten, ısıdan ve duygudan ibaretti. Sanki bedeni, zihnini içine almıştı.